VATANDAŞ NE YAPSIN ?
Genelde vatandaşın sesi olmaya çalışıyorum. Malum, vatandaşımızın hali
içleracısı. Keşke ülkemiz güllük gülistanlık olsada güzel yazılar yazabilsem.
Bütün bunlara rağmen, ülkemizde güzel şeylerde olmaktadır. Ancak, çoğunluk
perişan haldedir. Bende, çoğunluğun sesini duyurmayı kendime görev edindim ve
elimden geldiğince duyurmaya çalışıyorum.
Ülkemizde her gün ekonomik kriz nedeniyle bir çok aile boşanıyor. İntihar
olayları yaşanıyor. Banka soygunlarında patlama yaşanıyor. Bunların hepsini ülkeyi
yönetenler görmezden geliyor.
Magazin dergileri ve siyasiler, yeterince pembe tablolar çizmekte ve güzel
haberler vermektedir. Buna karşın, vatandaş sesini tam olarak duyuramamaktadır.
Vatandaş ne zaman sesini duyurmak için sokağa çıksa coplanıyor, hırpalanıyor.
Vatandaş şimdiye kadar hep fedakarlık yapmıştır ve moralini yüksek tutmuştur.
Ancak, ellerindeki kötü günleri için ayırdıkları paralar ve ziynet eşyaları da
bitince “Kol kırılır yen içinde kalır misali.” Sergiledikleri sessiz tavırları
dışa vurmaya başlamıştır.
Buna karşın, azda olsa olanağı olanlar ve eli kalem tutanlar yasal yollardan
ülkesi ve vatandaşı için bir şeyler yapmaya çalışmaktadır. Bunun dışında
kalanlar, kendilerince tepkilerini dile getirmektedirler. Bunları da anlayışla
karşılamamız ve onlara yardımcı olmamız lazımdır.
Halkımızın gelişmiş ülkelerde yaşayan insanlar gibi yaşamasını istemesi en
tabi hakkıdır. Bunu da ülkeyi yönetenlerin görev addetmesi lazımdır.
Hasta olan birinin, önce hasta olduğu kabul edilmelidir. Sonra, hastalığı tespit
edilmeli, son olarakta tedavi uygulanmalıdır. Burada da aynı şey geçerlidir. Vatandaşın
morali bozulacak diye gerçekleri söylemez ve hastalığı kabul etmezseniz, ülkenin
önünü açacak doğru şeyler yapamazsınız.
Bundan yıllar önce, siyasi partiler ve seçim kanununda köklü reformlara
gidilmesi, mecliste milletvekilliği sayısının azaltılması, milletvekillerinin
dokunulmazlıklarının sınırlandırılması, hükümette bakanlık sayısının
azaltılması ve Kamu araçlarında tasarrufa gidilmesi konusunda yazdığım ve hala
gönderdiğim “Şiiiiişt Ankaradakiler.” Adlı yazımla ülkeyi yönetenlere devamlı
çağrıda bulunmaktayım. Ülkeyi yönetenler bu çağrıları duymazdan geldikten sonra,
varın gerisini siz düşünün. Bu şartlar altında vatandaş ne yapsın?