|
TURİZMDE FİYASKO.
Ülkeyi yönetenler herzaman turizm ve ihracat gelirlerini kurtarıcı
can simidi olarak göstermişler ancak, durumun böyle olmadığı zaman
geçtikçe anlaşılmıştır.
Turistik yörelerden gelen bilgilere göre, bu sene sezon son derece
durgun geçmektedir. Esnaf kan ağlamakta, oteller adeta sinek avlamaktadır. Buna
karşın ihracatta ise durum hiçte iç açıcı değildir. Siyasilerin ekonomik
krizden çıkış için tek umut olarak gösterdiği ve bel bağladığı bu gelir
kaynakları da fos çıkmıştır.
Turizmde sezon açılışı ve Dünya kupası sonrası Türkiye'nin
adını duyurması sonucu biraz kıpırdanma olmuş ancak yeterli olmamıştır.
Bütün bu olumsuz gelişmelerin yaşandığı günümüzde, turizmin
canlanması ve ihracatın artması için gerekli olan dövizdeki ani artışın
yaşanması tesadüf olmamalı...
Gelecek yıl ülkemize verilecek kredilerin yok denecek kadar az
olduğu göz önüne alınacak olursa, ekonomimizi borçlarla döndüren hükümeti zor
günler bekleyeceğini söylemek kehanet olmayacaktır.
Önümüzdeki dönemde gelişecek bu olumsuz tabloyu
kaldıramayacak olan hükümetin bir bahane bularak erken seçim kararı alması sürpriz
değildir. Yeni gelecek olan siyasilerde kendilerine miras kalacak olan bu faturayı kabul
etmeyeceklerdir. Kısacası, olan yine halkımıza olacaktır.
Bütün bunlara rağmen bazı yöneticiler, rakamlarla oynamayı çok
sevmektedir. Buna örnek olarak, ülkemizin yıllık büyüme hızını gösterebiliriz.
Yıllık büyüme oranları incelenirken içindeki nüfus artışı faktörü gözden
kaçmamalıdır. Ülkemizde 2002 Yılı için öngörülen büyüme oranı yaklaşık %3
Nüfus artışı ise %2 olacağı dikkate alınırsa, nüfus artışının büyüme
oranının içinde önemli bir yer kapladığı açıkça görülmektedir.
Ülkeyi yönetenler, planlarını gerçekler üzerine yapmalıdırlar
ve gelirlerini somut kaynaklara dayandırmalıdırlar. Yoksa dediklerinin hiçbiri doğru
çıkmaz ve hayal ülkesinin hayali yöneticileri konumuna düşerler...
|