TERÖR OYUNUNA GELMEYELİM!
Bundan önce, “Güneydoğuda
Terör Oyununa Gelmeyelim.”
Başlıklı yazımı sizlerle paylaşmıştım. Son günlerde terör olaylarının artması üzerine bu yazımı sizlerle tekrar paylaşmakta
yarar gördüm.
“Ülkemizdeki yaşanan terör olayları binlerce gencimizin şehit olmasına ve Milyonlarca Ailenin perişan olmasına mal olmuştur. Şehitlerimizin
kanları parayla ölçülemez
ama, yaşanan bunca olaylar ülke ekonomisine büyük yükler getirmiş ve terörle yapılan bunca silahlı mücadeleye rağmen olumlu sonuçlar doğurmaya yetmemiştir. Dikkatinizi çekmiştir, doğu ve Güneydoğu Anadolu’da terörist saldırılar ve olaylar zaman zaman olmaktadır.
Ülkemiz tekrar terör batağına çekilmek istenmektedir. Burada kamuoyunun dikkatini başka yöne çekmekte yarar görüyorum.
Ülkemiz Doğuda terör tehtidi , Batıda ise Yunanistan, Kıbrıs, adalar sorunuyla savaş tehtidi altında bırakılarak
hep köşeye sıkıştırılmak
istenmiştir. Burada asıl amaç, ülkenin ekonomik yönden zayıflatılması, uluslararası
siyasi alanda zor duruma düşürülmesi
ve savaş tehtidi altında kalan Türkiye'nin Savunma Harcamalarını yüksek tutarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin
çağın gereklerine göre modernize edilerek küçültülmesine mani olunması çabaları yatmaktadır.
Konuyu daha da açacak olursak, Dünyada enerjinin önemi, sanayi ve teknolojinin
gelişmesiyle her geçen gün daha da artmaktadır. Yakın geçmişte yaşanan Irak Savaşı dahil savaşların
çoğu, ülkelerin ekonomik ve siyasi yönden daha güçlü olması için gözlerini dünya enerji rezervlerine dikmelerinden
kaynaklanmıştır.
Ülkeler, dünya enerji kaynaklarının
kontrolünü ne kadar çok ellerinde tutarlarsa, hem kendi ekonomilerini
hem de diğer ülkelere karşı her yönden üstünlük sağlayacaklarını çok iyi bilmektedirler.
Bu yüzden günümüzdeki
ve gelecekteki savaşlara enerji savaşları adını verebiliriz.
Hatta, savaşlar bile değişmiştir. Günümüz savaşlarında, medyayı kullanma, psikolojik yıpratma, ekonomik baskı ve akla gelebilecek tüm taktikler kullanılmaktadır. Komuta kademesi bir şekilde etki ve ikna edilen Irak ordusunun nasıl bir gecede buhar olup kaybolduğunu çok iyi hatırlarsınız.
Günümüzde düzenli orduları yenmek için, artık savaş meydanları kullanılmamaktadır. Ülkelerin sosyo ekonomik yapıları çok iyi analiz edilerek, halkın etki altına alınması, ordu yöneticilerinin bir şekilde ikna edilmesi ve yıpratılması artık revaçtadır. Bunlardan biri
de yakın
bir geçmişte Türk Özel Kuvvetlerine ait
seçkin askerlerimizin Kuzey Irakta başlarına çuval geçirilerek
esir alınması ve Türk kamuoyunun ve askerlerinin
morallerinin bozulmasıdır. Adeta meydan savaşı kaybetmek
kadar olumsuz bir etki yapan bu ve bunun gibi yöntemleri modern çağın savaşlarında
artık sıkça görmekteyiz.
Bütün bunlara rağmen halk direnişine karşı etkili bir yöntem bulunamamıştır ve savaşan ülkelerin en çok korktuğu durum da halk direnişidir.
Yakın bir gelecekte ise, dünya petrol rezervlerinin tükeneceği
bilinmektedir. Günümüzde petrol için yapılan savaşlar yerine başka enerji kaynakları için yapılacaktır. Gelecekteki
muhtemel enerji kaynaklarından
biri de bor madenidir.
Dünya bor rezervinin %70 şine sahip olan Türkiye’nin gelecekteki önemini daha da artıracaktır. Almanya’da
bor ile
çalışan arabanın yapıldığını
hepiniz bilmektesiniz. Ayrıca, bor madeninin bir çok ürünün üretiminde kullanıldığını
da bilmektesiniz. Bunun yanısıra, ülkemizin tatlı su kaynaklarından tutun da diğer madenlere kadar çok büyük bir zenginliğe sahip olduğu çok iyi bilinmektedir.
Yakın bir gelecekte ülkemiz, elinde bulundurduğu bu değerler yüzünden ön plana çıkacak ve önemi daha da artacaktır.
Bu durumda, ülkemizin stratejik yönden öneminden çok, gelecekteki potansiyel enerji kaynaklarına
sahip olması
ön plana çıkmaktadır.
Bu bağlamda, ülkemizde oynanan oyunların hepsinin gelecekteki enerji savaşlarının
bir parçası olduğu açıkça görülmektedir. Karanlık güçlerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da tırmandırmak
istediği terör oyununa ve ülke genelindeki yapmak istedikleri bildik oyunlarına gelmeyelim! Bu yüzden milletçe bilinçli ve uyanık olmalıyız. Son günlerde arkamıza aldığımız olumlu havayı iyi değerlendirmeli ve Avrupa Birliğine girme yolunda atılan somut adımların sonuna kadar arkasında olmalıyız. Gelecekte dünya ülkeleri arasında birlik ve bloklaşmanın
daha da yaygınlaşacağı ve Türkiye’yi yanına alan ülkelerin gelecekte enerji avantajını
da kullanacakları gözlerden kaçırılmamalıdır.”
Görüldüğü gibi, yazımda değindiğim
konular geçerliliğini herzaman için korumaktadır.
Daha önceleri, halkın dikkatini başka yönlere çekmek ve gündemi
değiştirmek için faaili meçhul cinayetler işlenirdi. Şimdilerde ise, halkımız üzerinde aynı oyunlar
başka yöntemlerle oynanmaya çalışılmaktadır.
Son günlerde artan terör olayları, bayrak yakma girişimleri
hep bu
zihniyetin ürünleridir. Buradaki asıl amaç, halkımızın moralini bozmak ve ortalığı bulandırmaktır.
Suni gündemlerle ve sorunlarla halkı meşgul ederek halkın asıl düşünmesi ve sorgulaması gerektiği konuların gözardı edilmesini sağlamaktır.
Türk Halkının kafasındaki düşünceleri
bile yönetmeye alışmış olan içteki ve dıştaki bu karanlık güçlere karşı Halkımız son derece uyanık olmalıdır. Ülkemizde huzursuzluk ve kaos ortamı yaratarak kendi çirkin emellerini gerçekleştirmek isteyenlerin
oyununa gelmeyelim!
|