SAVCININ HAYKIRIŞINA
KULAK VERİN!
Medeni cesareti olan idealist bir hukukçunun haykırışını içeren
yazıyı sizlerle paylaşmakta yarar gördüm.
“Türkiye’deki hukuk fakültelerinden birisinden mezun olmuşsanız
ve kendinizi hukukçu zannediyorsanız öncelikle aşağıdaki hususlardaki yanlış
bilgilerinizden vazgeçmeniz gerekiyor.
1- Cumhuriyet Savcılarının bağımsız olduğunu ve CMUK’un
kendilerine suçları ve suçluları re’sen araştırma yetkisi verdiğini
unutacaksınız.
2- Cumhuriyet Savcılarının suçun işlendiğine dair yeterli kanıt
olduğuna kanaat getirdiklerinde dava açma ve iddianame tanzim etme yetkisi olduğunu
unutacaksınız.
3- Cumhuriyet Savcılarının Başsavcının emrinde çalışan bir hizmetli olduğunu ve
yazdıkları iddianamelerin birer müsvedde olduğunu kabul edeceksiniz. Bunların tanzim
ettiği iddianamelerin altındaki imzaların hiçbir hükmü olmadığını ve Başsavcı
isterse o iddianameye takipsizlik kararı verebileceğini kabul edeceksiniz.
4- Suçlu kabul edilmesi için bir kişinin fiilinin teşebbüs safhasında kalması
gerektiğini,fiil gerçekleşip başarı elde edildikten sonra,kanunlarda suç olarak
tarif edilse bile,o fiili başaran kişinin suçlu değil kahraman olduğunu kabul
edeceksiniz.
5- Zamanaşımı gerçekleşmese bile,suçtan sonra uzun bir zaman geçmişse ,hakkında
dava açılan kişinin değil,o kişi hakkında dava açmaya çalışan kişinin suçlu
olduğunu kabul edeceksiniz.
Bunları kabul etmediğiniz takdirde,almış olduğunuz diplomanın
hiçbir hükmü kalmıyor. Kafanız tamamen yanlış bilgilerle dolu olduğu için hukuka
katkınız değil,zararınız dokunuyor. Bu yüzden de topluma ve kendinize zararlı
olmamanız için,almış olduğunuz o diplomayı derhal yırtıp atmalısınız .
Bütün bunları kendi küçük kafamdan uydurup söylemiyorum. Koskoca ceza
hukuku profesörlerinin beyanlarını gözönüne alarak sizleri uyardım. Bakın bu
profesörler ne diyorlar.
“Bu iddianame anlamsız bir belgedir”
Savcı Sacit Kayasu’nun Kenan Evren hakkında açtığı davanın
iddianamesini değerlendiren Ceza Hukuku Profesörü bir ceza davasının açılabilmesi
için ciddi birtakım sebeplerin olması gerektiğini söyleyerek, “Eğer bu sebepler
yeterli değilse, hazırlanan iddianameye takipsizlik kararı verilebilir. Bu ülke Kenan
Evren’i devlet başkanı yapmış, Anayasa yapılmış. Bu kadar süre sonra hazırlanan
bir iddianame anlamlı olmayan bir belgedir” dedi.
“Garip bir olay.”
Başka bir ceza Hukuku Profesörü de bir
cumhuriyet savcısı tarafından hazırlanan iddianameye takipsizlik kararı
verilebileceğini söyleyerek, “Başsavcı hazırlanan bir iddianameyi inceleyerek,
takipsizlik kararı verebilir. Cumhurbaşkanı olmuş bir kişi hakkında hazırlanan bu
iddianame garip bir olay. Bu normal bir iddia değildir” Diye konuştu.
Evet, tanzim ettiğim iddianame hakkında iki profesörün görüşleri
böyle...Bu durumda ben kendi diplomamı yırtıp çöpe atacağım. Çünkü bu sözler
benim hakkımda söylenmiştir. Hukuk normlarını ve hukuk nosyonunu anlamaktan bu kadar
uzak olduğuma göre,yapacak başka şey kalmıyor.Size de tavsiyem ya hukuk
anlayışınızı yukarıda belirttiğim şekilde değiştirmeniz,ya da benim gibi çöpe
atmanızdır.
Saygılarımla.”
Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi kişiye özel hukuk
olmamalı. Buna en güzel örnek olarak yargılanma yasağı olan Kenan Evreni
gösterebiliriz. Yüzünü batıya dönmüş bir ülke olarak gerek devlet teşkilatında,
gerekse yasalarda Avrupa Standartlarına ulaşabilmek için elden ne geliyorsa
yapılmalıdır. Bunun için değişen çağa ayak uydurmak, halkın istek ve
gereksinimlerine cevap verebilmek için devlet teşkilatı ve yasalarda yeni
düzenlemelerin süratle yapılması gerekmektedir. Özellikle gelişen çağa
ayak uydurmayan bazı yasalar gerekçe gösterilerek halkın adalete olan güveni
sarsılmamalıdır. Bunun için ülkemizdeki tüm kurum ve kuruluşlar özel
nedenlerin arkasına sığınmadan, kendi aleyhlerinde olsa bile bu değişikliklerin
çıkması için kendilerine düşen gerekli çabaları göstermek zorundadır.
Eğer ülkemiz bir hukuk devleti ise, adalet herkes için eşit
olmalıdır. Kişilere göre ayrıcalık ve hukukta çifte standart olmamalıdır.
Böyle olduğu taktirde vatandaşın adalete olan güveni azalır ve ülke hukuk devleti
olmaktan çıkar. Özellikle adalete olan güvenini yitirmiş olan kişi hukukçu, hemde
devletin savcısı olunca... Avrupa Birliğine girilmesi için türlü çabaların
sarfedildiği günümüzde yasama ve yürütme organları bu sese mutlaka kulak vermeli.