ORDUMUZ HEMEN KÜÇÜLMELİ.
Ordumuzun Türkler için tarihten gelen ayrı bir önemi vardır.
Ülkemizin Jeopolitik durumu ise önemlidir. Ancak, bütün bunlara rağmen gelişen
çağa ve ülke gerçeklerine ayak uydurmak için ordumuzun acilen modernize edilerek
küçültülmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, ordumuzun halen devam etmekte olan
küçültme ve modernize etme çalışmalarını süratlendirilmesi gerekmektedir.
Biliyorsunuz, ekonomik kriz sonucu ülkemizde önemli ölçüde
küçülme yaşanmıştır. Devletin harcama kalemleri ise, buna bağlı olarak
küçülememiştir. Buda ülkemizde ekonomik krizin daha da derinleşmesine sebep
olmaktadır. Devletteki ilgili birimlerin küçültülmesine ilaveten ordunun da fiilen
küçülmesinin biran önce sağlanması gerekmektedir. Böylece, ordunun küçülmesiyle
askerlik süresinin kısaltılmasınada ortam sağlamış olacaktır.
Ülkemizin paraya ihtiyacı olduğu şu günlerde, yetkililerin adil
olmayacağı endişesiyle soğuk baktığı paralı askerliğin tıpkı, deprem felaketi
sonrasında olduğu gibi geçici olarak tekrar uygulamaya sokulmasının yararlı
olacağını düşünmekteyim.
Burada tasarruf ile küçülmenin ayrı değerlendirilmesi gerektiğini
vurgulamakta yarar görüyorum. Şimdiye kadar ordu yöneticileri, siyasilerin
yapamadıkları tasarruf önlemlerini titizlikle saptamışlar ve uygulamaya
geçirmişlerdir. Ancak, gerek devletin küçültülmesi, gerekse ordunun küçültülmesi
bağlamında somut adımlar atılması zamanı gelmiştir ve geçmektedir.
Devleti küçültmeyen siyasilere yöneltilen eleştiriler kadar,
devlet harcamalarında önemli bir yer tutan savunma harcamalarının küçültülmesi
konusunda da getirilecek eleştirileri, orduyu yönetenler anlayışla karşılamalı ve
gereğini yapmalıdırlar. Bu konunun yapıcı bir şekilde eleştiriye açılması ve
kamuoyunun önünde tartışılması gerektiğine inanmaktayım.
Sizlerle Nato ve ABD Savunma Bakanlığının hazırlamış olduğu
tabloya göz attıktan sora bazı şeyleri basit olarak değerlendirmek istiyorum.
Kaynak: Nato ve ABD Savunma Bakanlığı.
Askeri harcamanın milli gelire oranının büyüklüğü ile Türkiye
dünya birincisi, toplam harcama sıralamasında ise dünya altıncısı durumunda
gözüküyor. Tablodan da açıkça görüleceği üzere Türkiye 2000 yılında 224
milyar dolar milli gelire karşılık 11.2 milyar dolar askeri harcama yapmış. Bunun
milli gelire oranı ise %5 olarak gözükmektedir. Bu oran yapılan tüm tasarruf
önlemlerine rağmen 2001 Yılında milli gelirin 148.2 Milyar Dolara düşmesiyle
artmış bulunmaktadır.
Kişi başına düşen savunma harcamasına bakıldığında bu
harcamalar Yunanistan’da 517 Dolar, bizde ise 164 Dolar seviyesinde bulunmaktadır.
Ancak bu kıyaslamanın sadece nüfusa göre değil, kişi başına düşen milli
gelirinde dikkate alınarak yapılmasının daha sağlıklı olacağını
düşünmekteyim.
Nereden bakarsak bakalım, askeri harcamalarımız ekonomik
gücümüzün çok üstünde gözükmektedir. Sizlerle, yakın bir zamana kadar ekonomik
yönden aynı şartlara sahip olan komşumuz Yunanistan’la bazı kıyaslamalar yapmak
istiyorum.
Komşumuz Yunanista’nın nüfusu 10.630.000, milli geliri 112 Milyar
Dolar, kişi başına düşen milli geliri ise 10.536 Dolar. Bizim ise, 2001 Yılında
nüfusumuz 68.595.000 milli gelirimiz 148.2 Milyar Dolar, kişi başına düşen milli
gelirimiz ise 2.160 Dolar olarak açıklanmıştır.
Buradan yola çıkarak Yunanista’nın nüfusu ve milli geliri dikkate
alındığında bizim milli gelirimiz 722 Milyar Dolar olması gerekmektedir.
Yunanistanla aynı şartlarda olabilmemiz için, ya milli gelirimizi
722 Milyar Dolara yükseltmeliyiz. Yada aynı kıyaslamayla savunma harcamalarımızı
3471 Milyar Dolara çekmeliyiz. Bu şartlar altında milli gelirimizi
yükseltemeyeceğimize göre, savunma harcamalarımızı aşağıya çekmek en mantıklı
yol olarak gözükmektedir. Bunu sağlamak için, tasarruftanda öte ordunun süratle
küçültülmesi gerekmektedir.
Ülkemizin ekonomik gücünün üzerinde yapılan her savunma
harcamasının ülkenin dışa bağımlılığını daha da arttıracağı gözden
kaçırılmamalıdır. Savunmamızı arttıralım derken savunmasız duruma düşmemizin
anlamı yoktur.
Dünyanın en güçlü ordularından biri olarak gösterilen ordumuzun
İsrailin desteğine mahkum olduğunu son İsrail olaylarında öğrenmiş bulunmaktayız.
Bu durum ise, beni son derece üzmüş bulunmaktadır. Ben, eli ayağı bağlı
başkalarına muhtaç olan çok güçlü bir ordumuz olması yerine, ülkemizin ekonomik
gücüyle orantılı küçük ama başkalarına muhtaç olmayan modern bir orduyu
yeğliyorum.
Teknik olarak çok güç olduğu bilinmesine rağmen, ordumuzun fiilen
en kısa zamanda küçültülmesi gerekmektedir. Buna Ege Ordusundanmı başlanır,
orasını bilmem. Umarım bu dileklerim en kısa zamanda gerçekleşir.
Unutulmamalıdırki 2. Dünya savaşından enkaz halinde çıkan
Almanya ve Japonyanın kalkınma mucizelerinin ardında, savunma harcamalarını en aza
indirmeleri yatmaktadır. Şimdiye kadar halkımız tarihte ve şimdi yeterince
fedakarlık yapmıştır. Fedakarlık sırası şimdi orduyu yönetenlerdedir.
Ülkemi ve ordumu çok seviyorum. Ancak, vatandaşımında gelişmiş
ülkelerde yaşayan vatandaşların yaşam standartlarında yaşamasını istiyorum.