OKUYUCU YAZISI.
Okurlarımdan gelen bazı yazıları sizlerle paylaşmaya devam ediyor,
Sayın Aybars Zorşahin tarafından gönderilen yazıyı sizlere sunuyorum.
“Sayın Hasan Özfidan,
İngiltere'den yazan bayanın yazısını okudum. Farkındaysanız biz
onlar gibi beynimizi yapacağımız işlere ayıramıyoruz. Hepimiz birer siyasetçi,
bazen ekonomist hatta bazen de hakim ve avukat olmakla meşgulüz. Yani biz işten başka
herşeyle uğraşan, çalışmayı üretmeyi sevmeyen ve hatta çalışana aptal diyen ,
bolbol sigara içen ve bara gitmeyi marifet sanan , televole,bbg ve paparazzi
gibi beş kuruş etmeyen bomboş programları kaçırmadan izleyen, transparanı
çağdaşlık ve gelişme kabul eden vsvs... bir millet olarak , Yunan ve Arap paranoyası
ile birimizin dünyaya bedel olması megalomanlığıyla yaşamaya devam ettiğimiz
sürece maalesef kalkınma ve gelişmeyi bırakın, varlığımızı bile
sürdüremeyeceğimize inanıyorum.
Memlekette Kemal Derviş'in Türkiye'ye gelip Süperstar olmasının
arkasındaki gerçekleri görmeyen insan bence yok. Merak ediyorum da, dilenerek elde
ettiğimiz paraları bize kredimiz vardı da mı verdiler yoksa Kemal Bey'in kredisi
Türkiye'den fazlamı? Yaratılan hava bu ama inanılması biraz güç. Zaten eğer
gerçek buysa ben Türk'üm demek biraz gurur kıracaktır. Bu zat'ı şahane eminim
yakında bizleri yönetecek ve bize kredi veren "dost" ülkenin "geleceği
planlama departmanları" Ortadoğu'daki planlarını uygulamaya devam edecek. Ben bu
departmanların Türk halkıyla pek alakadar olduğunu sanmıyorum ama eminim Türkiye
şartlarına dayanma gücümüze hayranlıklarını her fırsatta dile getiriyorlardır.
"Hak verilmez,alınır. " ilkesini benimseyemedik. Bu
kadercilik ve anlamsız suskunluk bizi bu noktaya getirdi. Buraya kadar tamam, ama bundan
sonrası pek de hoş görünmüyor Hasan Bey. Eminim ki sesinizi duyan kitle bunların
hepsini benden iyi biliyor ama cesaret olmadan sadece birer okuyucu olmaya devam
edecekler.
Dünya ekonomi savaşlarını 2 kez yaptı, elde etti ,geliştirdi ve
kazandı. Sonunda satacak adam kalmadı ve e-ticareti denedi ama beklenilen olmadı.
Şimdi çareyi din savaşında arıyor dünya. Ama biz hala ekonomiyi düzeltmeye
uğraşıyoruz. Bu kargaşa içinde dünyayı bekleyen savaşta hangi ekonomik güçle ve
kimden yana olacağımızı ben kestiremiyorum. İşte bu yüzden varlığımızı
korumayı becerebilirmiyiz diyorum.
Atatürk'ün gençliğe hitabesinde belirttiği endişeleri son 20
yıldır gerçek. Basın,politikacılar,bürokratlar ve belkide güvenlik birimleri halk
ve halkın menfaatleri doğrultusunda gidermeye çalışmıyorlar, aksine kendi özel
işleriyle uğraşıyorlar.
İçinde bulunduğumuz durumda umut vaadeden en ufak bir belirti yokken
nasıl düzeliriz Hasan Bey. Adeta yolumuzu kaybettik. Ulaşabildiğiniz herkesi lütfen
uyandırın. Eskiler geçer düzelir diyor çünkü yokluğu gördüler, kaderci
büyüdüler. Bizler ise hırslıyız. Bu düzende büyüdük ve standartlarımızı
yüksek tutmak kazanmak istiyoruz. Kaybettiklerimizi istemeyi ve almayı beceremezsek
halkın iradesinin ne anlamı kalır. Artık herkes bunu düşünmeli ve istemeli.
Düzelmesini beklemek kış uykusuna yatmaktan farksız. Uyanmalıyız hemde derhal.
İyi çalışmalar.”
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, herşey henüz bitmiş değil.
Herkezin kendi alanında ülkesi için yapacak birşeyi olduğuna inanıyor ve ülkesini
seven herkezi göreve çağırıyorum.