|
KRİZİN SOSYAL BOYUTU.
Artık ok yaydan çıktı! Krizin ekonomik boyutundan sonrada sosyal
boyutu ağırlığını gittikçe arttırmaya başladı.
Dünyanın her yerinde kapkaç ve banka soygunları yapılıyor. Ancak,
ülkemizde bunların aşırı artış gösterdiği gözden kaçmamalıdır. Hergün yurdun
çeşitli yerlerinde birkaç soygun olayının birden acemi kişiler tarafından kişisel
sorunları nedeniyle yapılması bir rastlantı olmamalı. İstanbul Emniyet Müdürü
Sayın, Hasan Yücesan da katıldığı bir televizyon programında 7 Yıldır hiçbir
banka soygunu yaşanmazken, son 1 Aydır banka soygunlarındaki artışı ekonomik krize
bağlamıştır.
Ayrıca kimi görsem, işten çıkmış ve eşinden boşanmış. İşte
burası çok önemli! Bu iş, yöneticilerin rakkamlarla oynama ve enflasyonu düşürme
işine benzemez. Ekonomik krizin ortaya açtığı bu tür yaralar kolay sarılmaz ve
telafisi çok güçtür. Krizin düzelmesi sonucu zorda olsa yeni işler bulunabilir,
yeni işyerleri açılabilir ama, yaratmış olduğu sosyal yaraların kapanması son
derece güçtür, telafisi yoktur.
Halkımız ellerindeki kötü günleri için birkenara ayırmış
olduğu birikimlerini yada eşinin ziynet eşyalarını zorunlu ihtiyaçlarını gidermek
için elden çıkarmak zorunda kalmıştır. Bütün bunlar bitince, içte yaşanan
fırtınalar dışa vurmaya başlamıştır.
Toplumdaki huzursuzlukların sanki sözleşmişçesine bir anda
başlamasının ardındaki neden budur. Umutların, geleceğin tükendiğini gösteren
en somut gösterge ise, yaşanan ayrılma olaylarıdır. Bunların çoğu, daha
adliyeye intikal etmemiştir. Eşinden ayrılmış yada ayrılacak olan eşlerin canlı
bir bomba gibi toplumun içinde gezeceği unutulmamalıdır.
Ülkeyi yönetenler, işte burada hata yapmaktadırlar. Hasta bir
insanın tedavisi mümkündür. Ancak, ölen birkişinin tedavisi imkansızdır.
Burada da ülke ekonomisi ve insanı yaşanan kriz sonucu, ağır hasta olarak bir süre
yaşamış ve ölmüştür.
Devlet, ihtiyacı olduğu parayı kredilerle, ilave vergilerle yada
para basarak elde edebilir. Hasta ve ölmüş olan ekonomisini elindeki bu
olanaklarla geçici bir süre içinde olsa ayakta tutabilme şansına
sahiptir. Vatandaşın elinde ise böyle bir imkan yoktur.
Siyasilerin övünçle bahsettiği ülke ekonomisindeki düzelmeye
gelecek olursak, burada da aynı örnek geçerlidir. Devletin borçlarını döndürebilir
hale getirmek için çaba sarfettiği ve bundan büyük bir övünçle bahsettiği
günümüzde, düzelmekten umut kesilmiş olan ülke ekonomisi İMF ve diğer yabancı
kuruluşların yardımları sayesinde tıpkı yoğun bakımda hayat destek ünitesinde
yaşatılan hasta gibi zorla yaşatılmaktadır. Yoğun destek ünitesinden
çıkartılınca ölür.
|