KIBRIS TA
YÖNETİME YENİ YÜZLER GELMELİ...
Bütün olaylar teraziye konulmalı, olumlu ve olumsuz yönlerine
bakılmalıdır. Daha sonrada ağır basan tarafa yönelmelidir. Buna Kıbrıs konusu da
dahildir. Bu bağlamda 1974 Kıbrıs Barış harekatından bugüne kadar geçen süreç
içinde Kıbrıs konusunun gerek bize, gerekse Kıbrıs Türk Halkına ne getirip ne
götürdüğüne bakılması lazımdır. Ondan sonra karar verilmeli, stratejiler buna
göre belirlenmeli ve buna göre hareket edilmelidir.
Demokrasiyle yönetilen toplumlarda ülkeyi yöneteler, toplumun
görüş ve düşüncelerini dikkate almalıdırlar. Aksi halde bulunmuş oldukları
toplumun temsilcisi olamaz, kendilerinin temsilcisi olurlar. Millet adına verilen
kararlarda, kararı veren hangi merci olursa olsun milletin kararını yansıtmalıdır.
Demokrasinin geliştiği Avrupa Ülkelerinde sorunları halkın iradesinin tam olarak
yansıdığı meclisler çözmektedir. Zaten en doğru olanı da budur. Gücünü halktan
alan ve halkın desteğini arkasında gören yöneticiler sağlıklı bir şekilde ülke
sorunlarının üzerine hiç çekinmeden giderler ve mutlaka çözüme ulaşırlar.
Önümüzdeki günlerde yapılacak seçimler Kıbrısa taze kan getirecek ve uluslararası
anlaşmalara yeni bir ivme kazandıracaktır.
Bu yüzden önümüzdeki günlerde Kıbrıs ta yapılacak seçimler hem
Türk Halkı, hem de Kıbrıslı Türkler için çok önemlidir. Yaklaşık 140.000
Seçmenin oy kullanacağı 14.12.2003 Tarihinde yapılacak seçimler sonrası Kıbrıs ta
önemli gelişmeler olacağa benziyor. Yapılacak seçimlerle Sayın Rauf Denktaşın
liderliğinde yaklaşık 40 Yıldır süren uluslararası anlaşma çalışmaları yeni
bir dönemece girecek ve yıllardır süren anlaşmazlılar halkın iradesiyle çözüme
ulaşacak gözükmektedir. Yalnız burada halkın vereceği karara saygı gösterilmeli
ve halkın iradesinin meclise tam olarak yansıması sağlanmalıdır. Seçimlerin
sağlıklı bir şekilde yapılması ve seçimlere gölge düşürülmemesi için burada
Türk ve Kıbrıslı Türk yöneticilere büyük sorumluluklar düşmektedir. Seçimlere
şaibe düşmemesi için elden ne geliyorsa yapılmalı, gereken hassasiyet
gösterilmelidir. Aksi halde Kıbrıs için çözüm umutları suya düşecektir.
Yapılacak seçimler sonrası sonucu ne olursa olsun gücünü halktan
alan yöneticilerin elleri güçlenecek ve anlaşma masasında daha etkili olacaklardır. Herşeyden
önce sorun Kıbrıs ta yaşayan insanların ülkelerini yönetme meselesidir. Gelecek ile
ilgili kararlarda seslerini duyurma meselesidir. Özellikle Türkiye, Kıbrıs Türk
halkının vereceği karara saygı göstermeli ve ulusal çıkarları öne sürmeyerek
yeni gelecek yönetimin önünü açmada yardımcı olmalıdır.
Yapılacak Parlamento seçimleri sonrası Kıbrıs ta yaklaşık 40
Yıldır yönetimde bulunan Sayın Rauf Denktaş, ülkesini seven ve ülkesine hizmet
aşkıyla yanıp tutuşan ve doğruları bilenin bir tek kendisinin olmadığının
bilinci içinde biran önce Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gitmeli ve gençlerin
önünü açmalıdır. Demokrasiyle yönetilen hiçbir ülkede bir lider 40 Yıl
süreyle ülke yönetiminde bulunmamıştır. Neresinden bakarsanız bakın, bu durum
şık ve etik değildir. Bütün bunların sonucunda da anlaşmazlık olacaksa, bu
anlaşmazlık yönetime gelecek yeni yüzler tarafından olmalıdır. Böylece Sayın,
Rauf Denktaş kendisine yöneltilen ithamlardan da kurtulmuş olacaktır.
Olaya başka açıdan bakacak olursak, günümüzde bütün değerler
arka plana atılmıştır. İnsanlar artık ekonomik yönden güçlü olmaya ve yaşam
standartlarının yüksek olmasına bakmaktadırlar. Bunun içinde her yolu
denemektedirler. Bütün Dünyada ülkelerini yöneten yöneticiler başarı kıstası
olarak bunu kabul etmelidirler. Halkının refah düzeyini yükseltemeyen
yöneticiler, diğer konularda ne kadar başarı elde etmiş olsalar da başarılı bir
yönetici olmadıklarını kabul etmelidirler. Buna Sayın Rauf Denktaş ta dahildir.
Buna en güzel örnek olarak Yunanistan’da yaşayan Batı Trakya
Türklerini gösterebiliriz. Son zamanlarda Batı Trakya Türklerinden eskisi gibi
eleştiri sesleri gelmemektedir. Bunun nedeni, Yunanistan’ın Avrupa birliğine
girmesiyle burada yaşayan Türk azınlığının ekonomik yönden rahata kavuşması ve
hayat standartlarının yükselmesidir. Demek ki huzursuzluğun ana kaynağı
ekonomiktir. Aynı şey bütün dünya vatandaşları için geçerlidir. Tabi Kıbrıs ta
yaşayan Türk Vatandaşları içinde. Bu bağlamda Kıbrıs Türk Halkının en doğru
kararı vereceğine inanarak seçimlerin şimdiden hayırlı ve uğurlu olmasını
diliyorum.