Bundan birkaç ay önce televizyon ve
gazetelerde bazı ünlü akademisyenler ve gazeteciler Amerikan Doları 1.400.000 TL.
Civarındayken Doların 1.000.000 TL ya kadar düşeceğini söylemişlerdi. Bende
“Doların Geleceği.” Başlıklı yazımla o günlerde görüşlerimi dile
getirmiştim. Aradan geçen süre, görüşlerimde haklı olduğumu ortaya koymuştur.
Bende bu yazımı tekrar sizlerle paylaşmakta yarar gördüm.
“Günümüzde doların geleceği hakkında çeşitli tartışmalar
yapılmakta. Bende konuyla ilgili görüşlerimi sizlere aktarmak istedim. Bu bağlamda
konuyu genel anlamda ve ülkemiz açısından değerlendirmekte yarar görüyorum.
Genel anlamda konuyu ele alacak olursak, biliyorsunuz Amerikan
ekonomisi uzun zamandır tehlike sinyalleri vermekte. Her geçen gün bununla ilgili
haberleri sıkça duymaktasınız. Bundan önceki Amerika Birleşik Devletleri
Başkanı olan Sayın, Bill Clinton izlemiş olduğu tasarruf politikası sonucu Amerikan
ekonomisini iyi duruma getirmiş ve bu şekilde devir etmişti. Bütün bu gelişmelere
karşılık yönetime gelen Sayın, George Bush ekonomide harcama politikalarını
benimsemiş ve uygulamaya koymuştur. Bütçesinde de görüleceği üzere savaş
ekonomisine ağırlık vermiştir.
Amerika en büyük rakibi olarak gördüğü Çin Devletini yakın
takibe almak için bölgede ve Orta Doğuda konuşlanma planlarını yapmış ve
uygulamaya koymuştur. Konu ilk olarak Amerikan casus uçağının Çinliler tarafından
elegeçirilmesiyle gün yüzüne çıkmıştır. Ardından çeşitli bahaneler öne
sürülerek Afganistan ve daha sonra Irak Amerikanın kontrolüne geçmiştir. Sırada
İran ve Suriye vardır.
Anlaşılan Amerika bütün bu planlarını gerçekleştirinceye
kadar savaş ekonomisi politikasını devam ettirecek gözükmektedir. Bütün bunların
üzerine Amerikadaki ekonomik durgunluk dahil edilince Amerikanın, doların değerini
düşük tutarak ihracatını arttırmak ve ithalatını azaltma çabalarının içine
girdiği rahatlıkla anlaşılmaktadır. Bu politika İran ve Suriyenin Amerikanın
kontrolüne girinceye kadar yada, önümüzdeki seçimlerde Amerikan Başkanının ve
yönetiminin değişmesiyle savaş ekonomisi ve politikalarından vazgeçilmesine dek
devam edecek gözükmektedir.
Ülkemizdeki gelişmelere bakacak olursak, Amerikanın düşük dolar
politikasının yansıması olarak Türk Lirasının değer kazanması ve doların değer
kaybetmesi normal karşılanmalıdır. Burada, Türk Lirasının değer
kazanması ve doların değer kaybetmesi kesinlikle ülkemizdeki ekonominin güçlendiği
ve iyiye gittiği anlamına gelmemelidir. Türk Lirasının aşırı değerlenmesinin
ardında dolardaki aşırı arz fazlalığı yatmaktadır.
Bütün bunlara ilaveten bazı yabancıların spekülatif amaçlarla
dolarla oynayarak ülkemizde tatlı kazançlar elde ettiği ve bu konuda ülkemizi hala
tercih ettikleri gözönüne alınacak olunursa, uluslararası alanda değer kaybeden
dolardaki düşüşü ülkemizde hızlandırmak ve dolarla oynayarak kar elde etmek için
yabancıların bazı bankalar aracılığıyla ülkemize dolar pompalamasının büyük
etkisi olabileceği ve bugünlerde Türk Lirasının aşırı değer kazanmasının
ardında bunun yatabileceği gözardı edilmemelidir.
Amerika hedeflediği ülkelerin tamamını kontrol altına alıncaya
kadar ve kötü giden ekonomisini düzeltinceye kadar uygulamakta olduğu düşük dolar
politikasını devam ettirecek gözükmektedir. Buna bağlı olarakta Doların
Türk Lirası karşısındaki değeri aşağı yukarı bu seviyelerde olacaktır.
Elinde Dolar bulunan yatırımcıların sakin olmalarını ve dolardaki spekülatif
amaçlı yükselişleri satış fırsatı olarak değerlendirmelerini yararlı
görüyorum. Türk Lirasının aşırı değer kazanması, iç piyasası ölmüş, tek
umudunu ihracata bağlamış olan Türkiye'nin rekabetinin azalmasına ve tutunduğu tek
dalın kesilmesine neden olacaktır. Anlayacağınız, olan yine Türkiye'ye olacaktır.
Burada tek teselli olunacak şey, ağır borç yükü altında olan ülkemizde merkez
bankasının piyasalardan ucuz fiyattan dolar çekmesi ve dış borç ödemelerindeki
maliyetin azaltılmasıdır.”
Dolardaki bu gelişme, bazı ünlü bilimadamlarının bile
yanılabileceğini, ekonomideki rakamların kişilerin görüş ve emirlerine göre
gelişmediğini açıkça göstermektedir.