|
ENFLASYONUN SIFIRA
DÜŞECEĞİNİ BUNDAN 4 YIL
ÖNCE YAZMIŞTIM.
Bundan yaklaşık 4 Yıl önce 09.07.1999. Tarihinde enflasyonun
Sıfırlara düşeceğini yazmıştım. Bu yazım Cumhurbaşkanlığı kayıtlarında
mevcuttur. Ayrıca bu konuyu 05.04.2002. Tarihinde köşemde dile getirmiştim. Daha önce
yazmış olduğum yazımı hiç değiştirmeden sizlere sunuyorum.
“MÜJDE, ENFLASYON ÇOK YAKINDA SIFIRA DÜŞECEK!
Siyasiler hiç mücadele etmesin, aynen bu şekilde devam etsinler.
Yakında Enflasyon Sıfıra düşecek. Maliyede “Kazanca uygulanan vergi çoğaldıkça,
vergi gelirleri azalır. Kazancın tamamı vergilendirilince ise vergi Gelirleri Sıfıra
düşer.” kuralında olduğu gibi. Ekonomik durgunluk sonucu enflasyonun düştüğünü
bilmiyorlar galiba. Yani, üretici az ürettiği halde satamaz hale, tüketici ise fiyatı
ucuz kalmasına rağmen alamaz hale gelmiştir. Bu durum ise ülke ekonomisinin durma
noktasına geldiğine dair en açık göstergedir. Üstüne üstlük, enflasyon düşük
diye durmadan zam yapılması çok büyük bir hatadır. Ekonomiyi durma noktasına
getirir ve ortada ciddi bir şekilde ne satılan mal kalır, nede alınan. Böylece
enflasyon diye bir şey kalmaz.
Siyasiler, olaylara dar açıdan bakıyorlar yada görmek istemiyorlar.
Mesele, enflasyonun düşürülmesi veya düşürülmemesi değildir. Daha önce 1980
öncesinde Türkiye 70 Cente muhtaç idi şimdi ise döviz rezervlerimiz 20 Milyar
Doların üstünde demek doğru değildir. Geçmişte çoğu mal karaborsa idi. Yani,
üretici mal yetiştiremiyordu. Tüketicinin ise zam yapılmasına rağmen alım gücü
vardı. Durum şimdi öylemi ya? Şimdi ise halkımız temel ihtiyaçlarını dahi
karşılayamaz hale gelmiştir. Bundan dolayıdır ki siyasiler, para ihtiyaçlarını
karşılamak için sadece akaryakıt ürünlerine ve tiryakilerin vazgeçemeyecekleri
Tekel ürünlerine zam yapmayı çare olarak bulmuşlardır. Piyasada büyük miktarda
para sirkülasyonu sadece bu kalemlerde kalmıştır. Akaryakıta yapılacak her zam,
fazlasıyla diğer mal ve hizmetlerede yansıyacaktır. Buda alım gücü kalmayan
halkımızı, patlama noktasına getirecektir. Siyasiler, ateşle oynadıklarının
farkında değiller galiba.
Yöneticilerimiz, her defasında Devletin Kasasının neden boş
olduğuna bakmaksızın doldurmaya kalmışlardır. Testinin altındaki deliği kapatmadan
ne kadar su doldurulursa doldurulsun testi dolmayacağına göre, gerek IMF den gerekse
zamlarla Devletin Kasasına girecek olan paralarda, tıpkı altı delik olan su testisinde
olduğu gibi Devletin Kasasının altından akıp gidecektir. Siyasiler Yıl Sonundan
itibaren ekonominin düzeleceğini söylemelerinin asıl nedeni ise İMF nin Türkiyeye
kredi vermek için koyduğu şartları yerine getirerek Yılbaşından itibaren Kredi
almaları umuduna bağlamış olmalarına dayanmaktadır. Daha önce, gelen paralar nasıl
Devletin Kasasının altından akıp gittiyse, siyasilerin yılbaşında gelmesini
beklediği paralarda aynı şekilde Devletin Kasasının altından akıp gidecektir. Yani,
değişen bir şey olmayacaktır.
Siyasiler Devletin Kasasının altındaki deliği kapatmak için resmi
dairelerde kırtasiye giderlerine uygulanan göstermelik tasarruf önlemleri alacakları
yerine, asıl nedeni olan Kamu Bankalarının tamamını özelleştirsinler de görelim.
Yunanlı siyasetçiler, nasıl başarısızlıklarını gizlemek için
Türkler saldıracak diye savaş çığırtkanlığı yaparak kamuoyunun dikkatini başka
yöne çekiyorlarsa, bizde de aynı şekilde siyasiler kendi başarısızlıklarını
gizlemek için Kamuoyunun dikkatini başka şeylere çekmektedirler.
Milletimiz artık bunlara kanmamaktadır ve fedakarlık sırasının
siyasilere geldiğini söylemektedir.”
Görüyorsunuz senaryo ve gelişmeler hep aynı. Bundan 4 Yıl önce
yazmış olduğum yazı bugünkü şartlara aynen uymakta. Demek bu uygulamalar çözüm getirmiyor. Ne kadar
çözüm getirirseniz getirin bu ekonomi bu hantal devleti taşıyamıyor ve sonuca
ulaşılamıyor. Asıl sorun buradan kaynaklanıyor. Tekrar ediyorum, mesele
enflasyonun düşmesi yada düşmemesi değildir. Ülkenin ve vatandaşın refaha
kavuşmasıdır. Bunun için, sadece siyasiler değil, devletin tüm birimleri
kendilerine düşen fedakarlıkları yaparak biran önce küçülmeli ve ülkenin önünü
açmalıdır.
|