DSP
MİLLETVEKİLLERİ, ECEVİT’İ İKNA EDİN...
Buradan DSP Milletvekillerine çağrıda bulunuyorum! Sayın, Uluç
Gürkan ve 8 Arkadaşı gibi sağduyulu davranarak hareket etmeli ve Genel
Başkanlarının görevde kalarak ülkenin önünü tıkamasına mani olmalıdırlar.
Yoksa bu vebalin altında Sayın Ecevitle birlikte kendileri de kalacaklardır. Vatandaş,
parti menfaatlerini gözeten ve Genel Başkanlarına körü körüne bağlı
politikacılar görmek istememektedir.
Ülke her geçen gün daha da kötüye gitmektedir. Batan bu gemide
kendilerinin de olduğunu unutmamalıdırlar. Başkalarını ikna etmeye
çalışacaklarına ve eleştireceklerine, önce kendileri hakkında özeleştiri
yapsınlar ve çoğunluğun sesine kulak versinler.
Başbakanın hasta olmasına karşılık, inatla görevi
bırakmamasının faturası ortadadır. Ecevitlerin partilerini Aile Partisi gibi
yönettikleri yetmiyormuş gibi, ülkemizide Ailecek yönetmeleri ve Rahşan Hanımın
eşini yönetme hırsı, artık sabırları taşırmaktadır. Sayın Ecevitin, hasta
olma hakkı vardır ama, ülkeyi perişan etme hakkı yoktur! Bunun için, biran önce
görevden çekilme erdemini göstermelidir. Halk kendisinden bunu beklemektedir.
Ülkenin siyasi entrikaları ve şovları kaldıracak gücü
kalmamıştır. Ülkeyi yönetenlerin bu güzel ülkemizi belirsizliğe ve kaosa
sürüklemelerine hiçte hakları yoktur. Ekonomik krizden dolayı vatandaşın
başındaki dertler yeterince fazladır ve yapılacak hatalara tahammülleri
kalmamıştır.
Başbakanın sağlık problemlerinden dolayı uluslararası kredi
notumuz düştü. Dolar ve faiz oranları hızla tırmanıyor. Borsa ise, düşüyor.
Peki, bunların sorumluluğunu kim üstlenecek? Ortaya çıkan bu karanlık tablonun
sorumlusu ne vatandaş, nede bunları ele alan yazarlardır.
Sayın Ecevit seçildiğinde yaşlıydı ama, hastalıklı değildi.
Vatandaş başında, sanal bir başbakan değil, kanlı canlı ve sıhhatli bir başbakan
görmek istemektedir. Başbakana ve DSP ye gönül bağı ile bağlı olanlar dışında
hiçkimse Başbakanın görevde kalarak ülkenin önünü tıkamasını istemiyor.
Demokrasilerde, çoğunluğun sesine kulak vermek gerekir. Aksi halde, demokrasinin sadece
adı kalır.
Hasta ve problemlerle dolu bir ülkenin başında yaşlı ve
sağlık problemlerini bir türlü üzerinden atamayan Başbakanın bulunması ve yoluna
bununla devam etmesi, ülkeyi maceraya sürüklemekten başka bir şey değildir.
Başbakanla birlikte Hükümet ortaklarınında sorumluluk anlayışı
içersinde ülke meselelerinin üzerine gitmeleri gerekmektedir. Oyları azalan iktidar
partilerinin olası bir erken seçimden kaçmaları, buna karşın ise muhalefet
partilerininde erken seçim istemeleri doğaldır.
Mesele erken seçime gitmek yada gitmemek değildir. Mesele,
ülkenin istikrar içinde yönetilmesi ve seçim ve siyasi partiler yasalarında köklü
reformlar yapıldıktan sonra seçimlere gidilmesidir. Seçim ve Siyasi Partiler
Yasalarında yapılması gereken köklü değişikliklerin neler olduğu herkes
tarafından bilinmektedir.
Bütün bu toz duman arasında eli kolu bağlı, evlerinden
çıkamaz hale gelen vatandaşın perişan halini gören ise hiç kimse yoktur. Piyasalarda
yaprak kıpırdamamakta ve piyasalar kan ağlamaktadır. Bunları görmek için halkın
arasına karışmak yeterlidir. Bütün bunlara rağmen, bunları görmezden gelen ve
pembe tablolar çizen kişilere ise vatandaş büyük öfke duymaktadır.
Demokratik Sol Parti Milletvekillerini sağduyuya davet ediyorum.