DARISI HORMONLU BENZİNİN BAŞINA...
Ülke ekonomisinin düzeldiğine dair işaretlerin, henüz çarşılara
ve pazarlara yansımadığı vatandaşlar tarafından dile getirilirken, birden bire
hormonlu sebze ve meyve tartışılmasın ortaya atılması tesadüf olmamalı.
Sonunda olan oldu ve yıllardır aynı üretim teknikleriyle üretim
yapılmasına rağmen, hormonlu üretim tartışmasının birden bire ortaya
atılmasıyla, ilgili ürünlerin fiyatları aniden düştü. Bütün bunlar sanki
çarşıda ve pazarda fiyatların düşmediğini şikayet eden vatandaşa cevap
niteliğini taşımakta. Her ne olursa olsun fiyatların düşmesi memnuniyet verici. Ne
diyelim? Darısı hormonlu benzinin başına...
Fiyatları pahalı ve talebin az olmasına rağmen, bir türlü
düşmeyen sebze ve meyve fiyatlarının, vatandaşın “Acaba hormonlumu” diye
tereddütte düşmesi sonucu birden bire düşmesi, buna benzer bir olayın petrol
ürünlerinde de olabileceğini göstermektedir.
Fiyatı pahalı ve talebi az olmasına rağmen yüksek seyreden petrol
fiyatlarını aşağıya çekmek için, vatandaşlarımız sadece 1 Gün işlerine
arabalarıyla gitmeyerek toplu taşım araçlarını tercih etseler ne olur?
Haftanın ilk ve son iş günü hariç olmak üzere, hafta içi bir
gün tespit edilsin ve belirlenen bu günde vatandaşlarımız zorunlu haller dışında
araçlarına binmesinler ve toplu taşıma araçlarını tercih etsinler.
Bizde litresi 1 Doların üzerinde olan benzin, komşumuz
Yunanistan’da 58.5 Cente satılıyor. Üstelik 2001 Yılında Türkiye’de kişi
başına düşen milli gelir 2 bin 160 Dolar olurken, Yunanistan’da 10.536 Dolar olarak
gerçekleşmiştir.
Aynı şekilde Türkiye'nin çok ilerisinde olan Avrupa Birliği
ülkelerinin hepsinde ortalama benzin fiyatı 0,75 doların altında seyretmektedir.
Ülkemizde, petrol ürünlerindeki fiyatın %71 ri vergilerden
oluşmaktadır. Bu gelir, vergi gelirlerinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.
Bütün bu bilgiler, durumun adaletsizliğini açıkça ortaya
koymaktadır. Batı ülkelerinde uygulanan ve halkın elindeki yaptırım gücünü
keşfetmesi açısından büyük yararlar sağlayacak olan bu ortak hareketin biran önce
medya öncülüğünde yapılması gerektiğine inanmaktayım.
Piyasalarda ticaret durma noktasındadır ve para sirkülasyonu sadece
akaryakıt ürünlerinde ve tiryakilerin vazgeçemeyecekleri tekel ürünlerinde
kalmıştır.
Ülkeyi yönetenler, para ihtiyaçlarını karşılamak için,
akaryakıt ürünlerine ve tiryakilerin vazgeçemeyecekleri tekel ürünlerine aşırı
derecede zam yaparak devletin kasasını doldurmaya çalışacakları yerde, sorunların
kaynağına inmelidirler.
Bunun için, önce siyasi istikrarı ve daha sonrada ekonomik
istikrarı sağlamak üzere siyasi partiler ve seçim kanununda köklü reformlara
gitmelidirler, mecliste milletvekilliği sayısını azaltmalıdırlar, milletvekillerinin
dokunulmazlıklarını sınırlandırmalıdırlar, hükümette bakanlık sayısını
azaltmalıdırlar ve kamu araçlarında tasarrufa gitmelidirler.