Hasan Yaşar Özfidan Yazıyor...  ozfidan@haberx.com
DAHA ÖNCE DE LİDERLERİN GÖREV SÜRELERİ KISALTILMIŞTI.
07.12.2004, 14:32
Yapılması gereken değişiklikler daha önceleri de yapılmıştı ama, siyasiler kendilerini ilgilendiren bu konularda getirilen tüm engellemelere rağmen, birleşmişler ve yasaları kendi çıkarları doğrultusunda tekrar değiştirmişlerdir.


   

            DAHA  ÖNCEDE  LİDERLERİN  GÖREV  SÜRELERİ  KISALTILMIŞTI.

 

         Bugünlerde  “Liderlere  9  Yıl  sınırı  getiriyor.”  Başlıklı  gazete  haberinde  “Şimdilerde  Adalet  Bakanlığı,  üzerinde  bir  süredir  çalıştığı  Siyasi  Partiler  Kanunu  Tasarısı  taslağını  2005  in  ilk  günlerinde  tartışmaya  açacak.  Çalışmaları  Bir  Yıldır  yürüten  ve  devrim  olarak  nitelendirilen  taslak,  son  şeklinin  verilmesinin  ardından  önce  AKP  içinde  ele  alınacak.  Daha  sonra  CHP  nin  desteği  için  Anamuhalefet  Partisine  gönderilecek.”  Şeklinde  bir  açıklamadan  sonra  haberin  detaylarına  geçiliyor  ve  Siyasi  Parti  Genel  Başkanlarının  3  Yıllığına  ve  3  Kere  olmak  üzere  en  fazla  9  Yıl  Partinin  başında  kalabileceğinden  ve  Siyasi  Partilerin  genel  ve  ara  seçimlerde  zorunlu  olarak  önseçim  yapılacağından  bahsediliyor.

          Yapılmak  istenen  güzel  bir  şey,  ama  kalıcı  bir  çözüm  yolu  değil!  Bu  tür  değişiklikler  daha  önce  defalarca  yapıldı ve  defalarca  değişikliğe  uğradı.  Şimdide  öyle  olmayacağı  ne  malum?  Asıl  önemli  olan,  yapılacak  bu  değişikliklerin  kalıcı  olmasıdır.  Bence,  ülkemizde  istikrarın  yakalanamamasının  ardındaki  en  önemli  neden  budur.  Ülkemizde  uygulamaların  kalıcı  olması  için  neden önlem  alınmıyor?  Neden  bu  konu  gözardı  ediliyor?  Asıl  reform  ve  devrim,  kalıcı  çözümler  getirildiği  zaman  olacak!

         Konunun  gündeme  gelmesi  nedeniyle  bende,  bundan  tam  3  Yıl  önce  24.10.2001.  Tarihinde  “Daha önce de  Genel  Başkanların  görev  süreleri  kısaltılmıştı.”  Başlıklı  yayınlamış  olduğum  yazıyı  tekrar  sizlerle  paylaşmakta  yarar  görüyorum.

         “Siyasiler  hala,  olayların  gerçek  nedenine  inemiyorlar.  Hatırlarsınız,  daha önceleri de  Genel  Başkanların  görev  sürelerini  sınırlandıran  yasalar  çıkartılmıştı.  Bunun  yanında,  siyasi  partiler  ve  seçim  Kanunlarında  yapılması  gereken  değişiklikler,  ilgili  yasalarda  yapılmıştı. 

          Peki,  ne  oldu da  yasalar,  bugünkü  değişmesi  gereken  hallerini  aldı?  Yaklaşık  6  Yıldan  beri  sesimi  duyurmaya  çalışıyorum.  Dünyanın  masrafını  yaptım  ve  hala  duyurmaya  çalışıyorum.

          Yapılması gereken  değişiklikler  daha  önceleri de  yapılmıştı  ama,  siyasiler  kendilerini  ilgilendiren  bu  konularda  getirilen  tüm  engellemelere  rağmen,  birleşmişler  ve  yasaları  kendi  çıkarları  doğrultusunda  tekrar  değiştirmişlerdir.

           Bende,  bu  kısır  döngüyü kırmak  için  ciddi araştırmalar  yaptım  ve  hazırlamış  olduğum  çözüm  yollarını  içeren  raporumu  yıllardır  ilgili  yerlere  duyurmaya  çalışıyorum.

           Ana  Fikrini  referandum  oluşturan  bu  çalışmamda  "Meclisi  ve  Siyasileri  ilgilendiren  yasalar,  halka  gidilerek  referandumla  değiştirilinebilinir.  Hükmünün  ilgili yasalara  konulmasıyla,  siyasilerin  kendilerini  ilgilendiren  yasaları  kendi  çıkarları  doğrultusunda  değiştirmemeleri  ve  halkın çıkarları  doğrultusunda  hareket etmelerini  sağlamak  için,  bu  değişikliklerin  süratle  ilgili  yasalara  konulmasının  gerekli  olduğunu anlatmaya  çalışıyorum.  Amerikadaki  ve  Batıdaki  çoğu  ülkede  anayasaların  ve  yasaların  uzun  bir  süre  değişmemesinin  ardındaki  neden  budur. 

           Ülkemizin  her  konuda  önünü  açacak  olan  tek  şey  Amerika  ve  Batı Ülkelerinin  çoğunda  olan,  referandum  müessesesinin  ülkemizde  yerleştirilmesidir.”

          Aynı  şekilde  Amerikanın  kuruluşundan  bu  yana  Amerikan  Anayasasının  çok  değişikliğe  uğramamasının  ve  toplumun  ihtiyaçlarını  karşılamasının  ardındaki  gerçek  ise,  halka  gidilerek  referandumla  çıkartılması  yatmaktadır.  Yine,  siyasi  partiler  kanunu  Dünyada ilk defa gerçek  anlamda  2.  Dünya  Savaşından  sonra  Batı  Almanya’da  1955  Yılında   kamuoyunda  tartışmaya  açılmış  ve  1967  Yılında  da  halk  oylamasına  sunularak  yürürlüğe  konulmuştur.

          Görülüyor ki  önemli  konularda  halkına  güvenerek  danışan  ülkeler,  daha  sonra  bu  konularla  ilgili  herhangi  bir  problemle  karşılaşmamakla  birlikte  uzunca  bir  müddet  bu  değişiklikleri  güncelleştirmeden  kullanmaktadırlar.  Bizde de  aynı  şeyin  en  kısa  zamanda  uygulamaya  konulması  gereği  vardır.  Ülkemizin,  alınacak  basit  önlemlerle  kalıcı  çözümlere  ihtiyacı  vardır.  Günümüzde  önemli  konularda  referanduma  giden  ülkelerle  ilgili  haberlere  sıkça  rastlamaktayız.

         Referanduma  gelince,  bizde  yetkililer,  bir  türlü  halka  gitmeye  cesaret  edemiyorlar.  Her  hangi  bir  konu  hakkında  referanduma  gidilmesi  gündeme  gelse,  yetkili  otoriteler  halkımızın  daha  buna  hazır  olmadığını  ve  ülke  menfaatlerini  düşünmeden  yanlış  kararlar  verebileceğini  beyan  etmektedirler.  Kısacası, halkın  vereceği  kararlara  itibar  edilmemektedir.  Yetkili  otoritelere  göre,  halkımız  daha  rüştünü  ispat  etmemiştir.  Hatta  bununlada  kalmayıp,  seçimlere  giderken  kendi  tespit  ettikleri  adaylarla  göstermelik  seçimlere  her  zaman  gitmişlerdir.  Yani,  halkın  iradesinin  olması  gerektiği  yerde  bile  halkımızı  mahrum  bırakmışlardır.  Unutmamalıdır  ki  Halkımız  1789  Tarihinde  Fransız  İhtilalini  yapan  dönemin  Fransız  Halkından  Haberleşme  araçlarının   gelişmesi  sonucu,  daha  bilinçlidir  ve  onlardan  daha  iyi  karar  verebilecek  düzeydedir.

       Halkın  siyasileri  seçimden  seçime  denetlemesi  yerine,  referandum  müessesesinin  yaygınlaştırılmasıyla,  halkın  önemli  konularda  istek  ve  görüşlerinin  dikkate  alınmasının  sağlanması  ve  halkın  iradesinin  Meclisin  üzerinde  demokrasinin  kılıcı  gibi  durması  ve  siyasilerin  bunu  hissetmesi  son  derece  yararlı  olacaktır.  Bunu  aksini  iddia  edenlerin  ise,  mutlaka  halkın  çıkarlarıyla  çakışan  bir  isteği  olduğu  bilinmelidir.

       Susurluk  Kazasından  sonra,  yapmış  olduğum  bilimsel  çalışmaların  anafikrini  oluşturan  "Meclisi  ve  Siyasileri  ilgilendiren  yasalar,  halka  gidilerek  referandumla  değiştirilinebilinir.”  Hükmü, ilgili yasalara konularak ülkemizde  uygulamaların  kalıcı  olması  ve  istikrarın  sağlanması,  fikrini  uzun  yıllardır  yasal  yollardan  duyurma  çabası  içersindeyim.  Susurluk  Kazasından  sonra,  yapmış  olduğum  Dünya  Bankası  tarafından  desteklenen  ve  ödül  alan  bilimsel  çalışmalarım  hakkında  detaylı  bilgi  almak  için  www.ekonomikcozum.com  Sitesine  bakabilirsiniz.

 

HABER ARAMA
 
  Günlere Göre Haber Arşivi
Ağustos 2004
Temmuz 2004
Haziran 2004
Mayıs 2004
Nisan 2004
Mart 2004
Şubat 2004
Ocak 2004
Aralık 2003
Kasım 2003
Ekim 2003
Eylül 2003
Ağustos 2003
Temmuz 2003
YAZI ARŞİVİ
 ? Hasan Yaşar Özfidan
İNTERAKTİF
 ? Arkadaşına Gönder
 ? Yazdır
DİĞER YAZARLAR
FENERBAZ
Bugün, 12:58
ULUSOY VE TAKSİTLİ ÖDEMELER


Billur Yalçınkaya
Bugün, 12:31
MUHALEFETSİZ-LİK!


Canan Barlas
Bugün, 12:15
YEŞİL YAŞIYOR MU?


Burhan Özbey
Bugün, 10:24
KADINLARIMIZIN HEPSİ TÜRBANLI OLMALI!


Emin Şirin
16.02.2006, 13:02
Başbakan Danışmanı Yalçın Akdoğan'ın kaleminden AK Parti savunması....


Dursun Boran
15.02.2006, 00:28
550 MİLLETVEKİLİ HAKKINDA SUÇ DUYURUSU YAPMAK ..


Dr. Murat Baş
15.02.2006, 00:01
AB Sağlığımızı Bozacak-I


Murat Körhasan
14.02.2006, 18:05
'LAN” DEMEK AYNI ZAMANDA DA SUÇ SAYILIYORMUŞ...


Güven Gürbüz
13.02.2006, 14:23
Yazılmamış Mektuplar -4 Kızlarımızı iyi yetiştirelim


Hasan Tahsin Kocabaş
12.02.2006, 18:00
İzmir'in okulları S.O.S. veriyor!


Ahmet Rasim Küçükusta
12.02.2006, 00:32
SEZARYEN ASTIM RİSKİNİ ARTIRIYOR


Mehmet Barlas
11.02.2006, 12:37
TÜRKİYE DÜNYADA KÜLTÜRLERİN SAVAŞINI ÖNLEMEYE ÇALIRIRKEN, ÜLKEMİZDE FARKLI BİR KÜLTÜRLER SAVAŞI YAŞANMAMALIDIR.


Halid Şener
11.02.2006, 05:17
Karikatür Krizini Balaman Çözer!


Cuma Hikmet
11.02.2006, 03:41
KARNI TOK EYNİ PEK TÜRK VATANDAŞI 'OSMAN BEY'


Aydoğan Yavaşlı
10.02.2006, 16:52
ALLAH, ŞAŞIRTTIĞI KULUNU…


Hasan Köroğlu
03.02.2006, 09:54
ÇAMLICA- DUBAİ TOWERS HATTINDAKİ HUKUKSUZLUKLAR


Ferzan Yapkuöz
27.01.2006, 16:35
ALTIN REZERVİNDE DÜNYA 2. OLAN TÜRKİYE'NİN BU FAKİRLİĞİ SİYASİLERİ RAHATSIZ ETMİYORMU?


Özkan Altıntaş
07.01.2006, 03:29
PTT’DE KIRMIZI DON MACERASI


Kerem Gün
06.01.2006, 13:18
OLASI İRAN SAVAŞI'NIN GALİBİ KİM OLACAK?


Talha Akmehmet
21.12.2005, 08:30
HELAL OLSUN DURSUN BORAN


Kader Gür
13.12.2005, 02:56
Hazırlanın !.. Saldırı başlıyor


Umut Aydın
28.11.2005, 23:03
Deneme 1-2.... Özgürlük... Sesss Sesss 1-2..1-2...


Hülya Gözalan
14.11.2005, 01:14
Başbakana açık mektup


Psk.Uğur Dalan
27.10.2005, 23:23
Çocuklarımız (Malatyada Yaşanan İnsanlık Dramı)


Şahin Gültepe
21.09.2005, 11:14
SAHİ, HÜRRİYET NEDİR?


Murat Beşinci
13.09.2005, 09:19
YABANCI SERMAYE ÖDÜL MÜ, CEZA MI ?


Ergun Göknel
03.09.2005, 19:30
BİR KAMELYA(!..) HİKÂYESİ


Recep Canbolat
27.08.2005, 23:46
Dışişlerinin anlaşılmaz uygulaması.


Seyfullah Türkkan
04.07.2005, 17:04
TÜRK TELEKOM VE TEKNOLOJİ


Argun Karacabey
27.06.2005, 11:09
Yeniden Merhaba


Hülya Polat
15.06.2004, 11:38
OKUMADAN ÇIKMAYIN! Bu hafta sizlere eğlencenin Uzakdoğucasını tarif edeceğim. Şarkı söylemeyi seven halkım doğru Karaoke Barlara!


TAN SU
13.06.2004, 12:37
Havai fişekler altında 'Modern Gerçeklik'


Ali Cengiz
01.06.2004, 15:10
YÖK YASASI 1


Ali Bilir
06.02.2004, 17:01
Surların Öte Yanı’nda bir Başkan


Türkiye'nin Tarafsız Haber Sitesi - http://www.haberx.com
Yazarların yazıları kendi görüşlerini içermektedir. Yazıların yayına alınmaları yazarlar tarafından yapılmaktadır. HaberX'in kontrolüne tabi değildirler.