baner5.gif (19745 bytes)
  

Hasan Yaşar Özfidan Yazıyor...  hasanozfidan1@hotmail.com

  
15.12.2003, 15:04

.
BEDELLİ ASKERLİKLE İLGİLİ SORULARIMA CEVAP ALMAYI DİLİYORUM.
Ülkenin ekonomik gücüyle orantılı küçük, profesyonel askerlerden oluşmuş, modern bir orduya gerekliliği kaçınılmazdır. Bütün bunlara erişinceye kadar da ekonomiye katkı sağlamak ve belli bir yaşın üzerindeki olacak yığılmaları önlemek için belli aralıklarla bedelli askerliğin gündeme gelmesi gerekmektedir.
.

 

    BEDELLİ ASKERLİKLE İLGİLİ  SORULARIMA CEVAP  ALMAYI DİLİYORUM.

Profosyonelordu.jpg (4183 bytes)Ülkelerin güçleri asker sayıları ile ölçülmeyip ekonomik güçleri ve savunma modernizasyonları ile ölçülmeye başlandığı  günümüzde Türk Silahlı Kuvvetlerinin gelişen çağa ayak uydurması ve stratejik yönden önemli bulunduğu bölgede daha da etkin olabilmesi için, ülkenin ekonomik gücüyle orantılı küçük, profesyonel askerlerden oluşmuş, modern bir orduya gerekliliği kaçınılmazdır. Bütün bunlara erişinceye kadar da ekonomiye katkı sağlamak ve belli bir yaşın üzerindeki olacak yığılmaları önlemek için belli aralıklarla bedelli askerliğin gündeme gelmesi gerekmektedir.

Yaşanan ekonomik krizler sonrası ağırlaşan hayat şartları nedeniyle çalışmak zorunda kalan ve erken yaşlarda askerlik görevini yerine getiremeyen vatandaşların oluşturduğu yığılmayı önlemek, ekonomiye katkı sağlamak ve ordunun modernizasyon çalışmalarını daha da hızlandırmak için bedelli askerlik uygulaması biran önce gündeme gelmelidir.

Bedelli askerliğin sosyal adalet ve eşitlik ilkesine olan etkilerine değindikten sonra yetkililere bazı sorularım olacak. Devletin ekonomik gücünün üzerindeki artan harcamaları millete ek vergi ve dolaylı vergiler gibi toplumun tamamını ilgilendiren ve sosyal adaleti derinden yaralayan uygulamalarla tekrar geri dönmektedir. Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olarak başta akaryakıt ürünlerinden alınan %70 lere varan dolaylı vergiler alınırken, düzenli ve adil bir vergi politikası uygulanamazken, neden eşitlik ilkesinden bahsedilmiyor da iş bedelli askerliğe gelince eşitlik ilkesi ön plana çıkarılıyor? Önemli konularda kamuoyuna beyanatlar veren Türk Silahlı Kuvvetleri toplumun büyük bir kısmını ilgilendiren ve toplumda en büyük eşitsizliği yaratan dolaylı vergiler konusunda neden olumsuz görüş bildirmiyor? Çünkü ülkenin paraya ihtiyacı var ve bunu elde etmek için bazı şeyler gözardı edilebiliyor. Getirilen ek vergilerden gelecek olan 1 Milyar Dolardan az gelir kaynağı dikkate alınıyorda, neden ekonomik faydası 1.6 Milyar Doları bulan bedelli askerlik konusu gözardı ediliyor? Yargıda bile kişilerin ekonomik güçlerine bakılmaksızın verilen hapis cezaları para cezalarına çevrilebilmektedir. Bedelli askerlikle aynı uygulama niye olmasın?

Devleti yönetenlerin vergi gelirini adaletli bir şekilde tabana yaymaması, ülkenin ekonomik gücünün çok üstünde savunma harcamalarına yönelinmesi, piyasalarda dolaşan kaçak paranın kayıt altına alınamaması sonucu devletin paraya olan ihtiyacı her geçen gün daha da artmıştır. Devlet artan para ihtiyacını vergisini düzenli ödeyen vatandaşlardan tekrar ek vergi almak yoluyla, dolaylı vergilerle, anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bir şekilde karşılama yönüne giderek sosyal adaleti derinden yaralamıştır.

Burada, parası olanda olmayanda akaryakıt ürünlerinden alınan aşırı vergilerle taşıtlara binerken bunun ağır faturasını isteseler de istemeseler de ödemektedir. Aynı şekilde vergilerini düzenli ödeyen vatandaşlardan daha fazla para almaya yönelik ek vergilerle dürüst vatandaşlar adeta cezalandırılmaktadır. Hal böyle iken bedelli askerliğin sosyal adalet ve eşitlik gibi kavramlara ters düştüğünü söylemek bunların yanında devede kulak gibi kalmaktadır. Diğerlerinde parası olsun olmasın, vatandaşların neredeyse tamamından adeta bağırta bağırta bu paralar alınırken, neden bedelli askerlik konusu gündeme gelince toplumda parası olan ve olmayan diye hassasiyet gösteriliniyor? Hiç olmazsa bedelli askerlikte vatandaşın parası varsa bedelli askerlik yapma şansı var. Diğerlerinde ise seçme şansı dahi yok! Şayet sorgulanacaksa vergilerin tabana yayılmaması, dolaylı vergiler, ek vergiler, batan bankaların faturasının millete yüklenmesi ve devletin aşırı harcamaları sorgulanmalıdır.

Devletin aşırı para ihtiyacı, sosyal adaleti derinden yaralayan ek vergi ve dolaylı vergiler olarak vatandaşa tekrar geri dönmektedir. Gerçekten sosyal adalet zedelenmek istenmiyorsa, devlet harcamalarına dikkat etmeli ve aşırı harcamalara gitmemelidir.

Bedelli askerlikle ilgili kamuoyundan büyük bir istek geldiği ve kanayan bu yaranın biran önce dindirilmek istendiği bilinmektedir. Konunun ekonomik yönüne değindikten sonra son günlerde yapılan açıklamalar hakkında yetkililere bazı kısa sorular yöneltmek istiyorum.

Normal zamanında askere gidemeyen yaşları 30 Civarında olan bu kişilerin, askere zamanında giden ve kendilerinden çok genç kişilerle, gerek fiziki yönden, gerekse yaşları itibariyle hal ve hareketleri yönünden aynı ortamda aynı kefeye konulması, zamanında askere giden askerlerin performansını olumsuz etkilemez mi?

Bedelli askerlik için “Asker sayısında yığılma olması ve ihtiyaç fazlası olması gerekiyor.” Deniliyor. Askere almada yığılma ve ihtiyaç fazlası olmasa dahi, normal zamanında çeşitli sebeplerden dolayı askere gidemeyen ve yaşları 30 Civarında olan bu kişilerin bedelli askerlik yapması durumunda ülkenin savunması zafiyete düşer mi?

Milletvekilliği Genel Seçimleri öncesi bugünkü iktidar ve muhalefet parti liderleri, bedelli askerliği çıkartacaklarına dair meydanlarda vermiş oldukları sözlerinin hala ardındalarmı?

Bedelli askerlik dahil olmak üzere, kısa bir dönemde gençlere temel askerlik eğitimlerini verdikten ve ellerinde silah tutmasını öğrettikten sonra salıverilerek tıpkı Amerikadaki gibi yedek askerlik uygulamasına geçilmesi olanağı varmıdır?

Atatürk yeni Türkiye’yi inşa ederken, bütün planlarını çağdaşlık, gelişmişlik üzerine kurmuş ve uygulamaya sokmuştur. Yüzünü gelişmiş ülkelere ve Batıya, demokrasiyi tam olarak uygulayan ülkelere dönmüş bir ülke olarak Atatürk’ün göstermiş olduğu hedeften şaşmadan ilerlememiz gerekmektedir. Özellikle Atatürk ilke ve inkilaplarının savunuculuğunu üstlenen Türk Silahlı Kuvvetleri 21. Yüzyılın ve gelişen çağın gereklerine uygun bir şekilde yerini almalıdır. Demokrasinin Batı standartlarında olması, çağdaşlık ve gelişmişlik gibi konularda daha hassas olmalı, açıklamalardan çok uygulamalarıyla bunu Türk ve Dünya kamuoyuna göstermeye devam etmelidir. Bu yüzden, ekonomik yönden güçlü olunmadıkça askeri yönden güçlü olunamayacağının bilinci içinde güçlü bir ekonomi üzerine kurulmuş, kendi silahını üreten, donanım ve yedek parça yönünden başka ülkelere bağımlı olmayan, modern silahlarla donatılmış küçük ama vurucu gücü yüksek profesyonel askerlerden oluşmuş bir ordu için ordunun yeniden yapılanması yönünde yapılan çalışmalar varmıdır? Varsa, bu çalışmalar hangi safhadadır ve hangi tarihte sona erecektir?

Güçlü bir ülke ve güçlü bir ekonominin temelini güçlü birey ve güçlü aile oluşturmaktadır. Son 20 Yılda devletin toplam 1 Trilyon Dolar borçlandığı ve ekonomik yönden sıkıntılı bir dönem geçirdiğimiz ve işsizliğin hat safhaya ulaştığı günümüzde kendi olanaklarıyla zor şartlar altında iş edinen bu gençlerimizin askerlik dönüşü işlerini kaybetmek istememektedirler. Bu kişileri çoğu 25 Yaşını aşmış, işini gücünü kurmuş, hatta evli kişilerden oluşmaktadır. Evli bir insan demek, genelde işini gücünü kurmuş ailesine bakan kişi demektir. Bu kişiler, evlerini geçindirmekte zorluk çeken emekli anne ve babasına eşini yada işini emanet edip gidebilirler mi?

Eskiden geçim derdi düşünülmüyor, eş ve çocuk yakınlarına emanet edilip gidilebiliyordu. Şimdi öylemi ya? Zamanın önemli olduğu, ekonomik krizlerin yaşandığı ve her şeyin para olduğu günümüzde yetkililerin Bedelli Askerlik konusunu sosyal ve ekonomik boyutunu dikkate almadan sadece asker sayısındaki yığılmalara bağlamaları doğru mu?

Son olarak 1927 Yılında çıkarılan ve bu günlere kadar ufak tefek değişikliklerle gelen 1111 Sayılı Askerlik Kanununda, gelişen çağın gereklerine göre baştan aşağıya göre yeniden düzenleme yapılması düşünülüyor mu?

Hangi konuda olursa olsun sağlıklı bir kıyaslama ancak, kişi başına düşen milli gelirle yapılabilir düşüncesindeyim. Kıyaslama yapmak için kıyaslanacak şeyin, Kişi Başına Düşen Milli Gelirdeki Payı hesaplanmalı ve kıyaslama bu kriterlere göre yapılmalıdır. Buradan yola çıkarak, daha önce ülkelerin coğrafi büyüklüklerine ve kişi başına düşen savunma harcamalarına göre yapılan kıyaslamalara ilaveten ülkemizde Kişi Başına Düşen Milli Gelirde toplam savunma harcamalarının payı ne kadardır? Aynı kritere göre komşumuz Yunanistan dahil olmak üzere diğer ülkelerle bu kıyaslamanın yapılarak resmi ağızlar tarafından kamuoyuna açıklanması düşünülüyor mu?

Bu konular hakkında başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere sayın yetkililer beni ve kamuoyunu bilgilendirirlerse çok memnun olacağım.

 

Türkiye'nin Tarafsız Haber Sitesi - http://www.ekonomikcozum.com
Yazarların yazıları kendi görüşlerini içermektedir. Yazıların yayına alınmaları yazarlar tarafından yapılmaktadır. Ekonomikçözüm Haberin kontrolüne tabi değildirler.