![]() |
![]() |
|
| . |
| KREDİ KARTI SORUNUNA ÇÖZÜM! |
| En azından bundan sonra büyük kuruluşların hukuk kurallarını tamamiyle kendi menfaatleri doğrultusunda hazırlattıkları anlaşmalar, siviltoplum kuruluşları, akademisyenler yada hükümetin yönlendireceği tarafsız bir kuruluş tarafından tıpkı TSE Standartı gibi olmalı ve belgelerde özel bir amblem olmalıdır. Bu Amblemi gören vatandaşlar da, önlerine uzatılan belgelerde bu işareti görünce, kendi haklarınında korunduğu bilinci ile bu anlaşmaları gönül rahatlığı ile imzalamaları sağlanmalıdır. |
| . |
KREDİ KARTI SORUNUNA ÇÖZÜM! Sayın Başbakan, Kredi Kartı olayına elkoymalı ve Sinan Aygün’ün Kredi Kartıyla ilgili görüşlerine kulak vermelidir. Noterlerde, "Ahlaka ve Adaba Aykırı olmamak kaydıyla hertürlü belge düzenlenebilir." Uygulamasını çoğu hukukçu bilmektedir. Hukuk devletini çalıştırayım derken, bünyelerinde büyük maaşlarla konusunda uzman hukukçuları çalıştıran Bankaların meslekleri gereği, mevcut hukuk kuralları çerçevesinde çalıştıkları yeri kollamaları ve "Kredi kartı sözleşmelerini" Tamamiyle Banka çıkarları doğrultusunda hazırlamaları gayet doğaldır. Ancak, karşı tarafta hukuki haklarını bile bilmeyen sade vatandaşların önlerine uzatılan küçük yazılardan oluşmuş tamamiyle bankaları kollayan belgeleri, daha sonra kaldıramayacakları bir yük altına girdiklerinin farkında bile olmadan sadece günlük ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri içi tereddütsüz imzalamaları bu sorunu yaratmıştır. Bir tarafta hukuku çok iyi kullanan Bankalar, diğer yanda hukuktan anlamayan günlük ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan sade vatandaş... Sporda bile taraflar eşit şartlarda karşılaşma yaparlar. Hukuğu sadece bir tarafın kendi leyhlerine kullanması, hukuk devletinde çok sakıncalıdır. Adli vakalarda nasıl ki, ölen yada mağdur olan tarafı kollamak ve haklarını aramak için istemeseler dahi savcılık otomatik olarak kamu adına takip yapıyorsa, burada da aynı şey yapılmalıdır. Örnek olarak, iki taraf arasında yapılan kira sözleşmesinde taraflar arasında yapılan anlaşmada % 500 Yıllık Kira artışı yapılır dense ve imza altına alınsa dahi. "Bu anlaşma iki taraf arasında yapılan anlaşmadır. Ben buna karışamam." Diyemezsiniz. Belli kural ve yaptırımlarla Ahlaka ve adaba aykırı adil ve eşit olmayan anlaşmaları yok sayıp ezilen taraf nasıl burada kollanıyorsa, kredi kartları konusunada aynı şekilde yaklaşılmalıdır. Bankaların, büyük kuruluşların, sigortaların, sade vatandaşlarla yaptıkları anlaşmalarda eşitliği sağlamak için devlet harekete geçmeli ve gerekli düzenlemeleri yapmalıdır. En azından bundan sonra büyük kuruluşların hukuk kurallarını tamamiyle kendi menfaatleri doğrultusunda hazırlattıkları anlaşmalar, siviltoplum kuruluşları, akademisyenler yada hükümetin yönlendireceği tarafsız bir kuruluş tarafından tıpkı TSE Standartı gibi olmalı ve belgelerde özel bir amblem olmalıdır. Bu Amblemi gören vatandaşlar da, önlerine uzatılan belgelerde bu işareti görünce, kendi haklarınında korunduğu bilinci ile bu anlaşmaları gönül rahatlığı ile imzalamaları sağlanmalıdır. Sorunlara günübirlik çözümler üretilmesi yerine, kökten kalıcı çözümler üretilmesi her zaman yeğlenmelidir. Bunun için, tek bir tarafın görüşünden çok, çeşitli kesimlerin görüşleri alınarak toplumsal bir konsensüsle sorunlara çözüm aranmalıdır. Kamuoyu vicdanı gözardı edilmemelidir. Hukuğun temel amacının toplumda barışı, sosyal adaleti sağlamak olduğu gözardı edilmemelidir.
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasa Tasarısı'nın, TBMM Sanayi ve Ticaret Komisyonu'nda kabul edilen haliyle tatmin edici olmadığını belirterek, "Vatandaş bankaların önüne yem diye atılmıştır" dedi.
AA-Aygün, yaptığı açıklamada
tasarıda, icra takibine düşmüş tüketicilerin, icra takibine düştükleri tarihteki
borçlarının esas alınıp, bu borca yıllık yüzde 22 faiz işletilerek 12 eşit
taksitle ödeme imkanı getiren düzenlemenin, bankaların işlerini
kolaylaştırdığını kaydetti. Aygün, "Zaten ne oluyorsa, borçlunun
gecikme faizi ve temerrüde düştüğü o üç aylık dönemde oluyor. Borç, bu üç
ayda ikiye, üçe katlanıyor. Bu katlamaya izin veren bir yasanın iyi bir yasa olduğunu
kim söyleyebilir?" dedi. Kendisine Sanayi ve Ticaret Komisyonu'nda çok kısa konuşma süresi verilmesi ile kredi kartlarında taksitlendirme ve faize sınır getirilmesine ilişkin verilen iki ayrı önergenin tartışılması sırasında toplantıya sadece bankacıların alınmasını da eleştiren Aygün, "Önergede, vatandaşın temerrüt tarihindeki ana parasına TÜFE oranı eklenmesiyle bulunacak rakam 24 ay taksitlendirilecekti. Daha sonra önerge, bankaların baskısıyla içeride değişti ve bu hali aldı" dedi. |
| Türkiye'nin Tarafsız Haber Sitesi - www.ekonomikcozum.com Yazarların yazıları kendi görüşlerini içermektedir. Yazıların yayına alınmaları yazarlar tarafından yapılmaktadır. Ekonomikçözüm Haberin kontrolüne tabi değildirler. |