SELÇUK ÜNİVERSİTESİ.

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ.

 

PARADAN SIFIR ATMANIN GEREKÇELERİ, SONUÇLARI

VE TÜRK LİRASINA İADE-İ İTİBAR.

Mehmet ALAGÖZ.

 

ÖZET

Paradan sıfır atma operasyonu, yüksek kronik enflasyon yaşayan ülkelerin tamamında

karşılaşılan bir uygulamadır. Ülkelerin genellikle istikrar programlarının sonucunda uyguladıkları

sıfır atma operasyonları, ulusal paraya itibar sağlama ve fonksiyonlarını yerine getirme özelliği

kazandırmaktadır. Ancak bu tür uygulamaların tamamının başarılı olması mümkün değildir. Bu tür

uygulamalar, doğru ve zamanında para-maliye ve yapısal politikalarla desteklenmez ise başarı elde

edilememektedir. Ayrıca siyasal otoritenin kararlılığı ve insanların yeni para birimini benimsemesi

ve sahip çıkması gerekmektedir.

Anahtar Kelimeler: Para, Dolarizasyon, Paradan Sıfır Atma,

ABSTRACT

Deleting zeros is a widespread practice experienced in the countries with chronic high

inflation. The zero deleting operations are generally the result of stability programs and the aim is

to provide esteem to the national money and to achieve functionality. However, the success in

these operations is not always guaranteed. When such practices are not backed up by correct and

timely monetary, fiscal and structural policies, failure is inevitable. Besides, resolution of political

authority and the acceptance and adoption of people are required.

Keywords: Money, Dolarisation, Deleting zeros from money

 

Giriş

Cumhuriyet tarihi boyunca parasından sıfır atamayan Türkiye, kendisinden

daha ağır sıkıntılara sahip ülkelerin de parasından sıfır atması yada başka bir

para birimine geçmesi ile birlikte, dünyanın en değersiz ve en çok sıfırlı

parasının sahipliğini de üstlenmiştir. Türk Lirası ile ilgili en dikkat çekici nokta,

dünyanın en değersiz para birimine sahip olunmasına rağmen bu durumu

düzeltmeye yönelik hiçbir ciddi parasal reformun bugüne kadar yürürlüğe

konulamamış olmasıdır. Bundan dolayı gerek siyasi gerekse de ekonomik

istikrarın sağlanıldığı günümüzde, 178 dünya parası arasındaki değersizlik

sıralamasında açık farkla öne giden Türk Lirası’ndan, en az altı sıfır atmak

kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu amaçla çalışmamda Türk Lirasının tarihsel süreç

içerisindeki durumunu ve daha sonra sıfırların atılmasının gerekçelerini ve başarı

için ön şartlarını ortaya koymaya çalıştım. Çalışmamın sonunda ise yeni para

birimine geçişle beraber ortaya çıkacak olumlu ve olumsuz sonuçlar irdelenmeye

çalışılmıştır.

 

* Dr., Selçuk Üniversitesi Karaman İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi


Page 2

 

Mehmet ALAGÖZ

40

 

1. Para, Güçlü Bir Para Biriminin İşlevleri ve Dolarizasyon

Para olarak adlandırdığımız nesne veya değer yaşamın vazgeçilmez önemli

bir parçasıdır. Çünkü para, onu elde etmek için harcanan çaba ile onun

simgelediği satın alma gücü arasındaki ilişkiyi belirlemektedir. Pahalılık veya

ucuzluk, değerlilik veya değersizlik kavramları genelde insan aklında bir parasal

değerle eşleşerek anlam kazanmaktadır. İnsanlık tarihi içerisinde değişik

biçimlerde kendine yer edinmiş olan para, sözlük anlamıyla günümüzde

“değişim aracı ve değer ölçüsü olarak kullanılmak üzere devletçe bastırılan

maden veya kağıt parçası’’ olarak tanımlanmaktadır. Literatürde süregelen

tartışma, bir nesnenin para olabilmesi için, Keynes’in para teorisinde

tanımladığı; değişim, değer saklama ve hesap birimi gibi üç temel işlevi içermesi

gerekmektedir. Ulusal paralar bu fonksiyonlarını istikrarlı bir şekilde yerine

getirdiği sürece hem ülke içerisinde hem de ülke dışında genel kabul

görmektedir. Ancak Türkiye’nin de bulunduğu pek çok ülkenin parası, bu

fonksiyonları yerine getirememektedir. Örneğin, ABD’nin süper güç olmasının

temel nedenlerinden en önemlisi, ulusal parası olan doların 20. yüzyılın en güçlü

para birimi olmasından kaynaklanmaktadır(Mundell, 2000: 1). Her ülkenin ABD

gibi güçlü bir ulusal paraya sahip olması mümkün değildir. Bundan dolayı bazı

ülkelerin para birimi istikrarsız bir yapı göstermekte ve paranın bazı

fonksiyonlarını yerine getirememektedir. Bazen de fonksiyonlarının tamamını

kaybeden ulusal paralar,

değişim aracı olarak bile kullanılmamaktadır.

Ekonomide bu süreç Dolarizasyon (Para İkamesi) olarak da adlandırılmaktadır.

1970’li yıllarda enflasyonist kalkınma süreci içerisinde bulunan Latin Amerika

ülkelerinden bazılarının bankalarında döviz tevdiat hesabı açılmasını serbest

bırakması, iktisat literatürüne yeni bir kavramın daha girmesine yol açmıştır. İlk

olarak para ikamesi olarak adlandırılan bu kavram, o günlerden bu yana, birçok

iktisadi araştırmanın temel konusu olmuş ve ikame sürecinin etkileri farklı ele

alınarak geniş bir şekilde tartışılmıştır. Bu konuda Türkiye örneğini inceleyen

literatürün neredeyse tamamında, para ikamesi sürecinin ortaya çıkış nedenleri

olarak; yüksek enflasyon, devalüasyon beklentisi ve faiz farklılıklarından

yararlanmak için yapılan arbitraj şeklinde gösterilmektedir. Ayrıca para ikamesi

sürecinin etkileri de, özet olarak; para politikasında otonominin kaybedilmesi,

senyoraj gelirinden yararlanamama, ulusal para talebinin istikrarsız hale gelişi ve

döviz kuru belirsizliğinin artışı olarak gösterilmektedir(Küçükkale, 1999: 58).

Diğer taraftan para biriminin ulusal bir sembol olması ve ortak bir para birliğine

katılma önerileri veya doğrudan ABD dolarının kabul edilmesi bazı siyasi ve

sosyal çevrelerin eleştirilerine maruz kaldığı için, öncelikle ülkeler ulusal

paralarını terk etmede isteksiz olabilmektedirler. Ekonomilerini dolarize eden

ülkeler ABD’nin elde edeceği ekstra senyoraj gelirini paylaşmaya karar

vermedikleri sürece bu senyoraj gelirini kaybedeceklerdir.


Page 3

 

Paradan Sıfır Atmanın Gerekçeleri, Sonuçları ve Türk Lirasına İade-i İtibar

41

 

2. Paradan Sıfır Atma, Dünya’daki Uygulamaları ve Türkiye’deki

Süreci

2.1. Dünya’da Paradan Sıfır Atma Uygulamaları

Dünyada sıfır atma uygulamalarını inceleyecek olursak, yüksek enflasyon

içerisinde olan pek çok ülkede, uygulanan istikrar programlarının bir parçası

olarak para birimlerini yeniledikleri ve paralarından sıfır attıklarını görmekteyiz.

Paradan sıfır atma, en çok gelişmekte olan ülkelerde –özellikle Latin Amerika

ülkelerinde- görülmesine rağmen Almanya ve Fransa gibi gelişmiş ülkelerde de

2. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle paralarından

sıfır atma uygulamaları başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Özellikle Latin

Amerika ülkelerinden Arjantin ve Brezilya 1960’lardan sonra birçok kez

paralarından sıfır atma operasyonu gerçekleştirmişlerdir. Fransa 1960’da

Arjantin 1990’da, 1985’te İsrail, 1996’da Ukrayna, 1998’te Rusya, 1999’da

Bulgaristan paralarından sıfır atarak yeni para birimlerini kullanmaya

başlamışlardır. Bu önümüzdeki tecrübelerin bazılarına daha ayrıntılı değinelim.

Brezilya, 1695 yılında Reis adıyla piyasaya sürülen ilk parasını, 1942 yılında

üç sıfırını atarak yeni para birimi Cruzeiro’ya dönüştürülmüştür. Daha sonra ise

söz konusu paradan 1965, 1986, 1989, 1990, 1993 ve 1994 yıllarında toplam 15

sıfır atılmış; 5 kez de adı değiştirilmiştir. Özellikle 1986 ve sonrası istikrar

programları parasal reform niteliği taşıması nedeniyle parasından sürekli olarak

sıfır atmış, ancak siyasal otoritelerin politikaları uygulamadaki eksikliği ve

yetersizliği paraya yeni sıfırların hızla ilave edilmesini zorlamıştır.(Modiano,

1988:223).

Almanya 1923 ve 1948 yıllarında gerçekleştirdiği parasal reformlarla, paradan

sıfır atan ülkeler arasında en başarılı ülkelerden birisi olmuştur. Birinci Dünya

Savaşı’nın başlaması ile birlikte Almanya Merkez Bankası Reichsbank, altın

karşılığında piyasaya banknot sürme uygulamasına son vermiştir. Savaş sona

erdiğinde dolaşımdaki para miktarı 5 kat artmış; dolayısıyla hiperenflasyon

kaçınılmaz hale gelmiştir. Bunun sonucunda Kasım 1923’ de Almanya

parasından 12 sıfır ve Haziran 1948 yılında da bir sıfır atmak zorunda kalmıştır.

İsrail’de, Eylül 1985’te geniş kapsamlı Ekonomik İstikrar Programı’nın bir

parçası olarak parasından üç sıfır atarak, parasının ismini değiştirmiştir.

ABD’den de geniş kapsamlı mali yardımlarla desteklenen istikrar programı ve

yeni para birimi ile ekonomide istikrar sağlanmıştır(Alagöz,1996:45-47).

1991-1996 döneminde hiperenflasyon yaşayan Ukrayna’da parasından sıfır

atan ülkelerden biridir. Ukrayna, istikrar programı çerçevesinde, Eylül 1996’da

eski para birimi Karbovanets yerine yeni para birimi Hryvnia’yı piyasaya

sürmüştür. Ukrayna ulusal parasından 5 sıfır silerek ekonomisinde yeni ulusal

parasına güveni tekrar kazandırmıştır.

1998 yılında ortaya çıkan Asya krizinin de etkisi ile Rusya’nın ekonomik

istikrarsızlığının artması, reformların en önemli parçasını oluşturan para

reformunun da 1998’de uygulamaya konulmasına neden olmuştur. Rusya’nın

uyguladığı parasal reform kapsamında ulusal para Ruble’den üç sıfır atarak yeni

banknotlar piyasaya sürmüştür.

Parasından sıfır atan diğer ülkeler arasında Angola (6 sıfır), Arjantin (10


Page 4

 

Mehmet ALAGÖZ

42

 

sıfır), Bolivya (6 sıfır), Meksika (4 sıfır), Peru (6 sıfır), Uruguay (3 sıfır), Zambia

(6 sıfır), Yugoslavya (6 sıfır), Hırvatistan (3 sıfır), Şili (3 sıfır), ve Fransa (2 sıfır)

gibi ülkeler de vardır.

Kısaca, Dünyada, anti-enflasyonist politikalar uygulayarak parasından sıfır

atan ve başarı elde eden ülkeler yanında, başarısızlığın getirdiği hiperenflasyonu

yaşayan ülkeler de vardır. Örnek olarak yukarıda bahsettiğimiz ülkelerden

Brezilya, Arjantin ve İsrail’i vermemiz mümkündür.

Brezilya, kısa vadeli şok önlemlerle enflasyonu kontrol altına alma ve bu

kontrolü psikolojik olarak da desteklemek amacıyla parasından sıfır atma yolunu

seçmiştir. Buna rağmen enflasyonu kontrol altına alamamış ve kısa sürede

sıfırları hızla artan paradan tekrar tekrar sıfır atmıştır. Brezilya’da yaşanan

istikrarsızlık karşısında, IMF başta olmak üzere, uluslararası finans kuruluşları

Brezilya'ya yardım etmemiştir. Böyle bir durumda, sıkı para politikası

uygulanmadan, ekonomik dengeleri kurmadan ve ekonomik yapıyı

kuvvetlendirilmeden paradan sıfır atılması, hiperenflasyonu beraberinde

getirmiş

ve

1988 yılında Brezilya, yıllık % 1200 enflasyonla

karşılaşmıştır(Simonsen, 1988:239). Bir diğer Latin Amerika ülkesi Arjantin’de

de paradan sıfır atma operasyonları başarısız olmuştur. Başarısızlığın temel

nedeni; Arjantin’in, yerel para birimini Dolara endeksledikten sonra, piyasalara

gereğinden fazla para sürmesinden kaynaklanmaktadır. Böyle bir ortamda

ekonomide yeni ulusal paraya olan güven zedelenmiş ve aşırı bir şekilde Dolara

yönelimle karşılaşılmasına neden olunmuştur. Bu da Merkez Bankasını Dolar

ihtiyacını karşılayamaz hale getirerek bir krizin çıkmasına neden

olmuştur(Özfidan, 2004:1). İsrail örneğinde ise, alınan radikal önlemlerin, büyük

miktarlardaki dış yardımın ve %90'lara varan kamuoyu desteğinin sonucunda

paradan sıfır atılma ve enflasyonun düşürülmesinde başarı sonuçlar elde

edilmiştir. Siyasal istikrar ve bu istikrarın doğurduğu Hükümet'in

uygulamalarının arkasında herkes kenetlenerek, İsrail ekonomik alanda bu

başarıyı elde etti. Sonuçta 1987'lere gelindiğinde enflasyon % 2 seviyelerine

çekilmiştir.(Alagöz, 1996:46-47).

2.2. Türkiye Ekonomisinin Genel Durumu ve Paradan Sıfır Atmanın

Türkiye’deki Gelişim Süreci

Türk Lira’sının değerindeki değişmeler, Türkiye ekonomisinin durumu

hakkında fikir veren en önemli ekonomik göstergelerden bir tanesidir. 1923’den

günümüze kadar geçen süreçte Türkiye ekonomisi kendi içerisinde önemli

aşamalardan geçmiş olmakla birlikte, gelişmiş ülkelerle mukayese edildiğinde

çok gerilerde kaldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Özellikle 1990’lı yıllardan

itibaren Türkiye ekonomisinin oldukça istikrarsız bir yapı kazandığı

gözlenmektedir. 1990'lı yıllar bir önceki 10 yıllık dönem içerisinde hayata

geçirilen ekonomik kurumların gelişme gösterdiği bir dönem olmuşsa da ülke

ekonomisi yüksek kronik enflasyonun ve dengesiz büyümenin etkisinde

kalmıştır. Büyük bütçe açıkları verilmiş ve bütçe finansmanında yüksek reel

faizle birlikte her geçen gün daha çok kullanılmaya başlanan iç borçlanma

sonucunda iç borç yükü devam ettirilemez bir boyuta ulaşmıştır. Finansal


Page 5

 

Paradan Sıfır Atmanın Gerekçeleri, Sonuçları ve Türk Lirasına İade-i İtibar

43

 

serbestleşmenin olduğu ve kamu finansmanı disiplininin ortadan kalktığı bir

ortamda tarımsal desteklemeler ve diğer popülist rant dağıtım mekanizmaları

için, gerek bütçeden gerekse kamu bankaları aracılığıyla sağlanan destekler

sonucunda genel olarak finans sektörünün mali yapıları bozulmuş ve "görev

zararları" terimi ekonomik literatürümüze yerleşmiştir. Böyle bir durumda

uygulanması gereken yapısal önlemlerin geciktirilmesi, Türkiye ekonomisinin

ekonomik performansını da olumsuz etkilemiştir. Ancak ekonomik

performansın bozulmasında yanlış ve popülist politikalar kadar, dalgalı ve

yüksek enflasyon oranlarının da önemli rolü bulunmaktadır.

 

Kaynak: http://www.die.gov.tr/ieyd/indeks/fiyat.html

 

Grafik 1. Enflasyon Oranlarının Seyri (TÜFE, 1987=100)

Yukarıdaki grafikte görüldüğü gibi, enflasyonla mücadelede son on yıldır

ülkemiz açısından önemli bir başarı olarak adlandırabileceğimiz ancak

uluslararası alanda hala yüksek olan bir enflasyon orana sahip bir ülke

konumunda bulunmaktayız. Çünkü uluslararası ölçütler açısından bakıldığında,

günümüzde gelişmiş ve gelişen ülkelerde enflasyon olgusu sorun olmaktan

çıkmasına rağmen, Türkiye’de enflasyon oranının hala ekonomik bir sorun

olarak karşımıza çıktığını görmekteyiz. Örneğin 1990 yılında %27.7 olan dünya

enflasyon oranı ortalaması, 1999 yılında %5.1’e düşmüştür. Aynı yıllarda

gelişmekte olan ülkelerin ortalaması %71.5’den % 9.7’e gerilemiştir(IMF, 2001:

125).

Yüksek seviyelerde dalgalanan kronik enflasyon ve kamu mali disiplininin

bozulması nedeni ile ortaya çıkan finansman ihtiyacının reel faizleri yüksek

seviyelere çektiği ve bunun da ekonomik faaliyetler üzerinde olumsuz etkilerinin

olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Bu bağlamda, Türkiye ekonomisinin

istikrara kavuşması ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme eğilimine girebilmesi

için makroekonomik dengelerde ortaya çıkan bu tür bozuklukların bir an önce

giderilmesi 1990'lı yılların sonuna gelindiğinde kendini fazlasıyla hissettirir


Page 6

 

Mehmet ALAGÖZ

44

 

olmuştur(Hazine Müsteşarlığı, 2004:1). Sonuçta bu gelişmeler, mali piyasaların

da istikrarını bozmuş ve inişli - çıkışlı bir büyüme trendi içine girilmiştir. Pozitif

büyüme gerçekleşen yıllarda büyüme oranlarının yüzde 7-8 seviyesinde

olmasının yanı sıra Türkiye ekonomisi 1990-2001 yılları arasında İkinci Dünya

Savaşı'ndan sonra Cumhuriyet tarihinin en ciddi iki ekonomik daralmasını

yaşamıştır. İlk büyük finansal kriz olarak adlandırılabilecek olan 1994 krizi

nedeniyle ekonomi yüzde 6,1 oranında küçülürken, 1998 yılındaki Rusya

krizinin etkileri ve ülkemizi hem maddi hem de manevi açıdan büyük bir

üzüntüye boğan 1999 yılındaki deprem felaketleri sonucu ekonomi 1999 yılı

içerisinde aynı şekilde yüzde 6,1 oranında daralmıştır(Hazine Müsteşarlığı,

2004:1). 2001 yılında ekonomi %9,5 oranında daralmış, 2002 yılında ise belirgin

ölçüde iyileşme meydana gelmiş ve %7,8 oranında büyüme kaydedilmiştir. 2003

yılında ise %8’lik bir büyüme elde edilmiştir.

 

Kaynak: http://www.die.gov.tr/ieyd/milhes/page27.html

 

Grafik 2. Büyüme Oranlarının Seyri (1987 Fiyatlarıyla)

Son 30 yıldır devam eden yüksek ve kronik enflasyonun diğer önemli bir

olumsuz etkisi de, ulusal para olan Türk Lira’sının satın alma gücünde meydana

gelen aşırı değer kaybıdır. Bu durumu en iyi ortaya koyan unsur ise,

banknotlardaki sıfırların sayısındaki artmalardan anlamak mümkündür.

Banknotlardaki sıfırların sayısına bakıldığında, banknot büyüklüğünün

günümüzde dünya genelinde örneğine pek rastlanılamayacak kadar büyük

rakamlara ulaştığı görülmektedir.


Page 7

 

Paradan Sıfır Atmanın Gerekçeleri, Sonuçları ve Türk Lirasına İade-i İtibar

45

 

Tablo 1. 1981-2002 Döneminde Tedavüle Çıkarılan Banknotlar

 

Kaynak: http://www.tcmb.gov.tr/

 

Yukarıdaki tabloda 1981-2001 yılları arasında tedavüle giren banknotlara

bakıldığında, banknotlar üzerindeki rakamların sıfırları artarak, bir anda

anlaşılması ve ifade edilmesi oldukça güç hale geldiği görülmektedir. Tablodan

da görüldüğü gibi, özellikle 1990’lı yıllardan sonra daha sık aralıklarla banknot

büyüklüğü katlanarak büyümeye başlamıştır. Eğer ki, her hangi bir parasal

politika uygulanmasaydı, istikrar programına rağmen paraya olan güven

sağlanamayacak ve paranın dolaşımdaki devir sayısının yüksekliği

düşürülemeyecekti. Böyle bir durumda sıfırlardaki artış trendi devam ederek

yeni daha büyük banknotlarla karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktı. Ancak

paradan sıfır atılması ile 2005 yılında tedavüle çıkacak olan Yeni Türk Lirası

paramızın eski itibarını ve fonksiyonlarını geri getirecektir.

Tablo 2. 31 Aralık 2003 Tarihi İtibariyle Emisyonun Yapısal Durumu

 

Kaynak: http://www.tcmb.gov.tr/

 

Kısaca, banknot büyüklüğündeki artışların temel nedeni, ekonomik olarak

dalgalı ve kronik enflasyon olduğu herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Ancak

banknot büyüklüğündeki artışın bir diğer önemli nedeni ise, teknik olarak


Page 8

 

Mehmet ALAGÖZ

46

 

Banknot Basım Yönetmeliği hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Çünkü

Banknot Basım Yönetmeliği gereğince, piyasadaki en yüksek değerli banknotun

toplam nominal değerinin dolaşımdaki tüm banknotlar tutarının % 75’ini

geçmesi halinde, en küçük değerli banknotun madeni paraya dönüştürülerek

daha yüksek değerli yeni bir banknotun dolaşıma çıkarılması gerekmektedir

(Lira, 1995: 9).

Tablo 3. 2001 Yılında Bazı Ülkelerin Banknot Devir Sayıları

 

Kaynak: http://www.tcmb.gov.tr/

 

Sonuç olarak, Türk Lirası ile ilgili şu önemli noktayı vurgulamak

gerekecektir. Ulusal paranın dolaşımdaki devir sayısının yüksekliği ve banknot

büyüklüklerinin aşırı boyutlara ulaşması, bir gün mutlaka TL’deki sıfırların

atılması yönünde bir parasal reform kaçınılmaz hale getirecektir. Zaten, günlük

ekonomik faaliyetlerde, ticari tablolarda ve finansal işlemlerde sıfırların atıldığını

da izlemek mümkündür. Bundan dolayı hem Türk Lira’sındaki değer azalışı için

gerekli önlemlerin alınması, hemde ulusal para olan Türk Lira’sının; değer

saklama, mübadele ve hesap birimi olması gibi fonksiyonlarını yerine getirmesi

için paradan sıfır atmak zorunlu hale gelmiştir.

3. Türk Lirasından Sıfır Atılmasının Gerekçeleri

Türk Lira’sından sıfır atılmasın en önemli gerekçesi, parasal değerlerin

yazılmasında ve ifade edilmesinde, vezne işlemelerinde, muhasebe ve istatistik

kayıtlarında,

ödeme sistemlerinde, bilgi işlem programlarında, fiyat

etiketlemelerinde, vb. alanlardaki bol sıfırlardan kurtulunması yatmaktadır.

Ayrıca bazı ekonomik değerlerin katrilyonlarla ifade edilmeye başlanması ile

Türk Lira’sının değişim ve kıymet saklama aracı olma gibi bazı parasal

fonksiyonlarını tekrar geri kazandırılmaya çalışmaktır. Diğer bir gerekçe ise

Dünyada


Page 9

 

Paradan Sıfır Atmanın Gerekçeleri, Sonuçları ve Türk Lirasına İade-i İtibar

47

 

7471 katılımcı üyenin sorunsuz bir şekilde işlem gerçekleştirdiği Swift

sisteminde, en çok 14 haneye kadar değerlerin mümkün olmasıdır. Bunlara

ilaveten, bol sıfırlı paraya sahip ülkelerde daha yüksek üretim, stoklama ve

dağıtım maliyetinin ortaya çıkması, yüksek operasyon risk taşıması ve sürekli

olarak bir üst değerde banknot basma gereksinimi diğer gerekçelerini

oluşturmaktadır. Bir başka gerekçe ise, ekonomideki banknot devir sayısının

diğer ülkelere göre çok yüksek olmasıdır.

4. Türk Lira’sından Sıfır Atılma Tartışmalarının Kronolojisi

Para biriminden sıfır atma yüksek enflasyonu önlemeye yönelik birçok

gelişmekte olan ülkelerde uygulanmıştır. Türkiye’de bu konu şuan olduğu gibi

geçmişte bazı dönemlerde de gündeme gelmiştir. Türkiye’de sıfır atılması

tartışması 1983’te dönemin Maliye Bakanı Adnan Başer Kafaoğlu’nun Türk

Lira’sından üç Sıfır atılması önergesiyle başlamıştır. 1994 ve 1996 da TL’den

Sıfır atılması tartışmaları tekrar gündeme gelmiş, ancak birçok iktisatçının sıfır

atma uygulaması için enflasyonun tek haneli rakamlara inmesi gerektiği

düşüncesi hakim olması nedeniyle uygulama alanı bulamamıştır. Ancak paradan

sıfır atılması esnasında enflasyon oranı önemli olduğu kadar, Merkez Bankasının

uygulayacağı para politikaları önem arzetmektedir( Özfidan, 2004:1). Bu

bağlamda özellikle 1980 sonrası ortaya çıkan paradan sıfır atılması

tartışmalarının kronolojisine bakacak olursak;

• Türk Lirasından sıfır atılması ilk kez 1983'te gündeme geldi. Dönemin

Maliye Bakanı Adnan Başer Kafaoğlu, paradan üç sıfır atmak için

hazırlık başlattı. Ancak, 12 Eylül askeri yönetimi bunu kaygıyla

karşılayarak erteledi.

• Paradan üç sıfır atılması ikinci kez 1990'da İkinci Özal Hükümeti

döneminde gündeme geldi. Ancak hazırlanan yasa taslağı yürürlüğe

sokulmadı.

• 1994'te Tansu Çiller'in Başbakanlığı döneminde de gündeme geldi.

Dönemin Merkez Bankası Başkanı Yaman Törüner, gerekli girişimlerin

yapıldığı, hatta üç sıfır atılmış para kalıplarının bile hazırlandığını

açıklamasına rağmen, uygulama süreci başlatılmadı.

• 1996'da da dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, “herkes yeni lirayı

yastık altına koyacak” açıklaması yaptı. Bununla beraber aynı yıl basılan

5 milyonluk banknotların son üç sıfırı silik ve küçük ebatlı olarak basıldı.

• 5 Kasım 1999'da Bülent Ecevit'in Başbakanlığı döneminde yedi sıfırlı 10

milyon liralık banknotu çıkardı. Bu gelişmenin ardından dönemin

Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, 9 Aralık 1999'da paradan sıfır

atılması için düğmeye bastı.

• 25 Nisan 2000’de Merkez Bankası Başkanı Erçel, 2001 yılı başında

paradan sıfır atacaklarını söyledi. “Beş yıl sonra 1 lira 1 dolara

gelecektir” diyen Erçel, Ağustos 2000'de TL'nin Euroya bağlanacağını,

TL'den sıfır atma operasyonun 2002'ye kaldığını belirtti.


Page 10

 

Mehmet ALAGÖZ

48

 

• 10 Mayıs 2003’de Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti,

“enflasyon yüzde 12'lere inince sıfırları atılmış yeni lira için düğmeye

basacağız” açıklaması yaptı.

• Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener de, 7 Aralık 2002'de yaptığı

açıklamada şu anda Türk Lirası'ndan sıfır atmanın bir anlam ifade

etmediğini, bunun için öngördükleri sürenin iki yıl olduğunu söyledi.

• Son olarak Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, paradan 6 sıfır atılacağını

açıkladı.

5. Paradan Sıfır Atılmasında Başarı İçin Gerekli Ön Şartlar

Türkiye’de istikrar programının bir parçası olarak sıfır atmak kaçınılmaz bir

sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Faizlerin sağlıklı ve istikrarlı bir şekilde

aşağıya düşüşünün devam etmesi, Türk Lirası’nın başta Amerikan Doları olmak

üzere değerini istikrarlı bir şekilde koruması, Merkez Bankası’nın Dolar

rezervlerinin fazla olması, siyasi istikrarın sürmesi, paradan sıfır atılmasının

şartlarının oluştuğunu göstermektedir. Başka bir ifade ile paradan sıfır

atılmasının başarılı olması için siyasi, ekonomik ve psikolojik olmak üzere bir

takım ön şartların gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Her şeyden önce paradan

sıfır atılması operasyonuna karar verecek olan siyasi otorite, bunun için en

uygun zamanı iyi tespit etmeli ve merkez bankası paradan sıfır atılmasına ilişkin

teknik alt yapıyı çok iyi hazırlamalıdır.

Paradan sıfır atılması esnasındaki diğer bir ön şart ise, ekonomik reformların

gerçekleştirilmesidir. Reformun en önemli önceliği, enflasyon oranının makul

bir seviyeye düşürülmesidir. Ancak enflasyon oranındaki makul seviye en çok

tartışılan konulardan bir tanesidir. Bazı iktisatçılar bu oranı, %10, kimileri %10

ile %20 arası, bazılarına göre ise enflasyon oranının kaç olduğu önemli değildir.

Gerçekte diğer uygulamalar incelendiğinde, örneğin paralarından sıfır atan

Almanya, Arjantin, İsrail ve Rusya gibi ülkeler, enflasyonu bu seviyelere

düşürmeden paradan sıfır atılması operasyonunu yapmışlardır. Nitekim

Almanya ve İsrail başarı da sağlamışlardır. Bu uygulamalarda dikkat edilmesi

gereken nokta sadece enflasyon oranının ne olduğu değil, aynı zamanda merkez

bankasının ve siyasal idarelerin gerekli ekonomik reformları zamanında ve

doğru bir şekilde uygulamaya koymalarıdır. Başarı sağlayan bu ülkelerde, para

ve maliye politikaları yanında geniş kapsamlı bazı yapısal önlemlerin de

uygulamaya konulduğunu bilmekteyiz. Bu kapsamda merkez bankasının tam

bağımsız hale getirilmesi, özelleştirmenin gerçekleştirilmesi, bütçe açıklarının

önlenmesi ve üretimde devamlılığın sağlanması gibi bir takım parasal ve mali

önlemlerin alınması gerekmektedir.

Şahsi kanaatim olarak, paradan sıfır atılmasındaki başarı için en önemli şart,

halkın ve işletmelerin bu operasyona inanması ve iktisadi kararlarını ve

davranışlarını bu yönde düzenlemeleridir. Örneğin, paradan sıfır atılması ile

kullanılmaya başlanacak olan yeni para biriminin kabul görmesi ve her türlü

ekonomik faaliyetlerde yaygın olarak kullanılması gerekmektedir. Ancak

insanlar sadece Yeni Türk Lirasını tüketimde kullanmak yerine tasarruf amaçlı


Page 11

 

Paradan Sıfır Atmanın Gerekçeleri, Sonuçları ve Türk Lirasına İade-i İtibar

49

 

olarak yastık altına yönlendirirlerse Gresham Kanunu devreye girecektir. “Kötü

para, iyi parayı kovar” şeklindeki bu Kanuna göre, nispi nominal değerleri aynı,

fakat resmi değerleri farklı olan iki madeni paradan, resmi değeri daha yüksek

olan para dolaşımdan çekilir. Böylece, kötü para (Türk Lirası) iyi parayı(Yeni

Türk Lirası) kovmuş olur(Dinler,2003:392). Bundan dolayı insanların çok iyi

bilgilendirilmesi ve onların da buna destek vermesi için gerekli çağrıların

yapılması gerekmektedir. Diğer taraftan işletmelerde paradan sıfır atılması

sonucunda etiketlerdeki küsürlü fiyatları yukarı doğru yuvarlama eğiliminde

olmamalıdırlar. Aksi halde enflasyonun tekrar hızlanması söz konusu

olabilmektedir.

6. Paradan Sıfır Atılmasının Aşamaları

Öncelikle ekonomik istikrarın devamlılığı ve uzun vadede paradan sıfır

atılmasının olası görünmemesinden dolayı, yeni para birimine geçişte farklı bir

isim kullanılmasına ihtiyaç duyulmamıştır. Yeni para birime geçişte farklı isim

uygulayan ülkeler, genellikle hiperenflasyon yaşayan ve bir çok kez parasından

sıfır atan Brezilya, Arjantin, İsrail gibi ülkeler bir karmaşıklığa yol açmamak için

bu yola başvurmuşlardır.

Paradan sıfır atılması temelde iki aşamada gerçekleştirilecektir. Birinci

aşamada Türk

Lirası ve Yeni Türk Lirası banknotları bir yıl süreyle birlikte tedavül

edilecektir. Bir yılın sonunda Türk Lirası tedavülden tamamen kaldırılacaktır.

İkinci aşamada ise, diğer pek çok ülkede (Yunanistan, Romanya, Polonya,

Rusya, vb.) uygulamasının olduğu gibi birkaç yıl sonra tekrar Yeni Türk

Lirasındaki “Yeni” ifadesi kaldırılarak Türk Lirasına dönülecektir.

7. Sıfır Atılmasının Muhtemel Olumlu ve Olumsuz Sonuçları

Yeni Lira uygulamasını çeşitli etkileri olması kaçınılmazdır. Türk Lira’sından

sıfır atmanın toplum üzerindeki psikolojik etkisi yansıra hesaplar üzerinde hem

olumlu hem olumsuz etkileri olacaktır. Paradan sıfır atılması, hesap ve işlem

kolaylığının ötesinde, TL’ye olan güvenin sağlanmasına katkıda bulunması ve

enflasyonist beklentilerin kırılmasında etkili olması beklenmektedir. Ancak

Türkiye’de istikrar programının bir parçası olarak sıfır atmak gereklidir. Bir para

biriminden sıfır atmanın istenen olumlu sunucu verebilmesi, siyasi, ekonomik ve

psikolojik şartlara ve zamanına bağlıdır. Faizlerin sağlıklı ve istikrarlı bir şekilde

aşağıya düşüşünün devam etmesi, Türk Lirasının başta Euro ve Amerikan

Doları olmak üzere değerini istikrarlı bir şekilde koruması, Merkez Bankasının

Dolar rezervlerinin fazla olması ve siyasi istikrarın sürmesi, paradan sıfır

atılmasının şartlarının oluştuğunu göstermektedir.

Bu sayede aşağıda

sıraladığımız olumlu sonuçlar elde edilebilir:

• Liradan sıfır atılması, uzun yılardır enflasyonla yaşamaya alışmış Türk

halkı üzerinde olumlu etki yaratacaktır. Ayrıca, Yeni liranın değerinin 1,6

$ veya 2 Euro’ya eşit hale gelmesi liraya olan güveni artıracak ve para

ikamesinin (dolarizasyona) azalmasına yol açacaktır.


Page 12

 

Mehmet ALAGÖZ

50

 

• Yeni lira uygulamasının hesaplar üzerindeki etkisi ise iki yönlü olarak

ortaya çıkmaktadır. Bunlardan birincisi, anlamsız hale gelen rakamlar,

daha anlaşılır hale gelecektir. Böylece ticari faaliyetlerde yapılan

hesaplama işlemlerinden kaynaklanabilen hatalar ve zaman kaybı önemli

ölçüde azalacaktır. Ayrıca hesaplamalarda kullanılan aşırı sıfırların

getirdiği yük azalacak, tablolar ve formlar sadeleşecek, hesaplamalar

kolaylaşacaktır.

• İnsanların güçlü paraya sahip olma duygusu, onların ekonomi

politikalarına ve kurumlara olan güvenini arttıracaktır. Böylece,

ekonomik faaliyetlerinde daha uzun vadeli ve güvenle hareket

edeceklerdir. Bu sayede daha fazla üretimin yapılması mümkün

olacaktır.

• Ülkenin iç ve dış dünyadaki ekonomik saygınlığı önemli ölçüde

artacaktır. Bu sayede Türk Lirası, hem ülke içerisinde hem de ülke

dışında talep edilebilir bir para konumuna gelebilecektir.

• Türk Lirasının Amerikan Doları karşısında iyi bir performans sergilediği

şu günlerde Liradan sıfır atılması, Liranın Dolar ve diğer yabancı para

birimleri karşısında sağladığı bu değerin istikrarlı bir şekilde kalıcı

olmasını sağlayacaktır.

• Fiyatlama davranışlarında geçmişe yönelik endekslemenin, bekleyişlerde

de tek haneli enflasyona olabilecek dirençlerin kırılmasına yardımcı

olacaktır.

• Para basımında ortaya çıkan maliyetlerde önemli tasarruflar

sağlanacaktır. Ayrıca Merkez Bankası’nın işlem hacmi rahatlatılacaktır.

Dolaşımdaki banknot kalitesi iyileştirilecektir.

• Muhasebe kayıtları kolaylaşacaktır.

Sonuç olarak Türk Lira’sından sıfır atma, başlı başına enflasyonu önleyici bir

unsur değil, istikrar politikasını tamamlayıcı bir unsurdur. Zamanlaması iyi

yapıldığı taktirde, olumlu psikolojik etkisi olabilir ve Türk Lira’sına olan güven

yeniden tesis edilerek, Türkiye’deki dolarizasyon önlenebilir ve enflasyonist

beklentilerin kırılabilmesi mümkün olacaktır.

Bunun yanında, paradan sıfır atılması, bazı olumsuz sonuçları da beraberinde

getirecektir. Bu olumsuzlukları şöyle özetlemek mümkündür:

• Türk Lira’sından Yeni Türk Lira’sına geçişte ise problemler yaşanacaktır.

Bu kargaşanın önlenmesi için, geçiş süresi boyunca eski ve yeni birimler

cinsinden ödemelere ilişkin yasal düzenleme yapılması gerekmektedir.

Başta ticaret kanunu, borçlar kanunu, SPK, bankalar ve vergi kanunu

olmak üzere parasal hüküm taşıyan sözleşme ve taahhütler ile borç

alacak ilişkilerini düzenleyen birçok kanundaki miktarları değiştirmek

gerekecektir. Ayrıca fiyat etiketlerindeki kargaşayı önlemek için belli bir

süre eski ve yeni lira cinsinden etiketlerin asılması zorunlu hale

gelecektir.


Page 13

 

Paradan Sıfır Atmanın Gerekçeleri, Sonuçları ve Türk Lirasına İade-i İtibar

51

 

• Paradan sıfır atılması gelirlerde psikolojik bir azalma yaratacağı için

öncelikle talep düşüşü yaşanacaktır. Ancak fiyatlarda da nominal

anlamda bir düşüş olacağı için insanların tüketim eğilimlerinin artması

beklenmektedir. Bu da üretimin yeteri kadar artırılamadığı durumlarda

fiyatların daha da yükselmesiyle sonuçlanacaktır.

• Paradan sıfır atılması, bütün fiyat yuvarlamalarının yukarı doğru

yapılmasına neden olacağı için enflasyonu daha da artırabilecektir.

Örneğin 45 kuruş olan ürünün fiyatı 50 kuruşa yuvarlanabilecektir.

Bunun yanında, yeni para birimiyle fiyatlar olduğundan daha düşük

olarak algılanma olasılığının bulunmasından dolayı, satıcılar arasında

biraz daha zam yapmak duygusunun yerleşmesine sebep olacaktır.

• Tamamen teknik ve idari bir işlem olan paradan sıfır atılma

uygulamasının, halk arasında enflasyonu önleyecek bir politika olduğu

kanısının yaygın olması nedeniyle, çıkabilecek olumsuz ekonomik

durumlarda paraya olan güvenin azalmasına neden olabilecektir.

• Yeni lira uygulamasının bankacılık sektörü üzerindeki etkileri ise

önceden önlem almayı gerektirmektedir. Bankalar açısından en önemli

sorun, yeni basılacak madeni paranın basılması ve taşınması ile bilgi

işlem sistemlerinde kuruş’un yeniden düzenlenmesidir. Bankaların için

bir diğer olumsuzluk ise, para sayma makinesinin değişme zorunluluğun

ortay çıkmasıdır. Ayrıca kuruş içeren yeni yazılım geliştirme de ayrı bir

külfet yükleyecek ve zaman alacaktır.

• Daha önce Fransa’daki paradan sıfır atma uygulanmasında yaşandığı

gibi, yaşlı insanların yeni para birimine uyum sağlamada zorluklar

çekebilecektir. Çünkü bol sıfırlara çok zor alışan yaşlı insanların, sıfırsız

paralara geriye dönüşü çok kolay olmayacaktır.

• Paradan sıfır atılması, özellikle zengin insanlarda fakirleşmiş hissini

uyandırabileceği için, bu insanların depresyona girmesine neden

olabilecektir.

• Yapısal önlemlerin alınmaması durumunda enflasyon düşse de, bu

konudaki bir tereddüt para birimine kısa sürede yeni sıfırların

eklenmesine neden olabilecektir.

• Yeni para birimine geçerken yapılacak teknik ve hukuki hazırlıklar ülke

ekonomisine ek masraflar yükleyecektir.

8. Paradan Sıfır Atılmanın Genel Maliyetleri

Paradan sıfır atmanın olumsuz yanlarını yukarıda saymamıza karşın genel

itibariyle Yeni Türk Lirası uygulamasının ortaya çıkaracağı maliyetleri üç grup

altında incelemek mümkündür. Bunlardan ilki; etiketlerdeki küsuratların

yuvarlanması nedeniyle oluşacak fiyat artışları, vatandaş açısından YTL’ye

dönüştürme işlemlerinin uzaması nedeniyle oluşacak zaman maliyetleri ve

işletmeler açısından bakıldığında tüm menülerin değiştirilecek olması, tüm

hesapların, bilgisayar, ATM gibi elektronik aletlerin uyarlanması nedeniyle

ortaya çıkacak menü maliyeti söz konusudur(Gür, 2004:23).


Page 14

 

Mehmet ALAGÖZ

52

 

Paradan sıfır atma sürecinde en çok tartışılacak konuların başında fiyat

yuvarlaması nedeniyle ortaya çıkabilecek fiyat artışları gelmektedir. Aslında

kanun kapsamında fiyat etiketlerinin bir yıl süre ile TL ve YTL değerlerini

birlikte gösterir bir şekilde düzenlenecek olması bu sorunu ortadan kaldırıcı bir

özellik gibi gözükmesine rağmen özellikle etiket kullanmama oranının oldukça

yaygın olduğu ve marjinal sektörlerin fiyatlarını sözlü olarak tüketicilere iletme

geleneğinin olduğu Türk ekonomisinde, bu sorunun bekleninden daha zor

aşılabileceği olasılığını

güçlendirmektedir. Bundan dolayı, keyfi fiyatlama

davranışlarının yaygın olduğu ve iktisadi hayatın düzenlenmesine ilişkin

yaptırımların tam olarak uygulanmadığı bir ekonomide, fiyatların yasada

belirtilen düzenlemelerden farklı olarak genelde yukarı doğru yuvarlanması

kaçınılmaz olacaktır. Çünkü Yeni Türk Lirası uygulamasına ilişkin yasada,

ödemelerde bugünkü değeri 5 bin lira olan yarım kuruşun altındaki değerler

sıfıra, üstündekiler ise 1 kuruşa tamamlanacak hükmü bulunmaktadır. Bu

hükme uyulduğunda herhangi bir fiyat artış etkisi ortaya çıkmayacaktır. Ancak

buradaki temel sorun, insanlarımızın günlük hayatta farkında olmadığı, fakat

ticari hayatta oldukça önem arzeden 10 bin TL'nin (yeni 1 kuruş) altında çok

işlem bulunmaktadır. Örneğin kilo başına nakliye bedelleri, taban fiyatlar ve

döviz kurları gibi pek çok konuda ciddi sıkıntıların ortaya çıkması endişesi

bulunmaktadır. Eğer 1 kuruşun altındaki (yani 10 bin TL) her şeyi 1 kuruşa

yuvarlama söz konusu olursa tahmin edildiğinden daha büyük bir enflasyonist

etki yaratacağı düşünülmektedir. Diğer taraftan kuruştan sonra kaç hane

kullanılacağı ve nasıl ifade edileceği üzerine endişeler dile getirilmektedir. Yeni

Türk Lirasına geçiş sürecinde ortaya çıkacağı düşünülen problemler içerisinde

zaman maliyeti de önemli yer tutmaktadır. Avrupa'nın Euro'ya geçiş sürecinin 3

yıl sürdüğü göz önüne alındığında, bu operasyonun yapılmasında etkin ve yetkili

otoritenin YTL’ye geçiş sürecinde Türk halkına sadece bir yıl gibi bir alışma

süresi tanımış olması dikkat çekmektedir. Yetkililere göre bu sürenin Avrupa’da

Euro’ya geçişte tanınan süreden çok daha kısa tutulmasının nedeni, Türk

halkının pratik oluşu ve yüksek enflasyon nedeniyle paranın dönüştürme

işlemlerine olan yatkın yapısından kaynaklanmaktadır. Ancak buna rağmen

hem Türk halkının hemde ekonomik birimlerde çalışanların yoğun şekilde

bilgilendirmesi ve eğitim verilmesi gerekmektedir. Çünkü bu bilgilendirme ve

eğitim verilmediği takdirde zaman kayıpları ortaya çıkacak ve bu kayıplar

ülkenin refahının azalmasına neden olabilecektir. Paradan sıfır atma ile ortaya

çıkacak diğer bir maliyette, tüm ödeme sistem ve araçlarının yeniden

ayarlanması, bilanço, muhasebe kayıtları ve tüm istatistiklerin uyumu ve geriye

dönük düzeltilmesi gibi şirketlere ilişkin bazı sıkıntıları içermektedir. Özellikle

Yeni Türk Lira’sına geçiş sürecinde tüm yazılım programlarının ciddi olarak

değiştirilmesi söz konusu olacaktır. Ancak bu noktada, şirketlerdeki

“dönüştürme masrafları”nı kimin karşılayacağı ciddi bir sorun olarak karşımıza

çıkmaktadır. Tahmini hesaplamalara göre, bilgisayar yazılımlarında yapılacak

değişikliklerin maliyeti en az 500 milyon $ olarak görülmektedir. Bu durumun

gerek kamu gerekse özel tüm kuruluşlara ciddi bir ek maliyet yükleyecek olması

ve bu maliyetlerin öz kaynaklardan ziyade, ürün fiyatları üzerinden tüketicilere


Page 15

 

Paradan Sıfır Atmanın Gerekçeleri, Sonuçları ve Türk Lirasına İade-i İtibar

53

 

yansıtılma olasılığını güçlendirmektedir. Ayrıca tüm şirketler ana kuruluş

sözleşmeleri ve sermaye yapılarını değişmek zorunda kalacakları için; ilan, tescil,

noter, meslek odaları, harç, damga vergisi dahil ortaya çıkacak masrafların nasıl

karşılanacağı da bir tartışma konusudur. Burada masrafların kamuya gidecek

bölümü için ücret alınmaması söz konusu olsa dahi, meslek odası ve noter

masraflarının nasıl ödeneceği hakkındaki endişeler devam etmektedir. Diğer

önemli bir sorunda, Yeni Türk Lirasına geçiş ile birlikte hisse senedi fiyatlarına

ilişkin ortaya çıkmaktadır. Çünkü IMKB'de işlem gören 286 şirketten 251'inin

hisse senedi fiyatının 1 kuruşun altında kalmaktadır.

9. Paradan Sıfır Atılmadan Yapılması Gereken Düzenlemeler

Paradan sıfır atılmadan veya Yeni Türk Lirası’na geçiş sürecinde ekonomik

birimlerin yapması/alması gereken bir dizi yasal düzenleme ve işlem

bulunmaktadır. Bu süreçte yapılacak yasal düzenlemeler ve işlemler, kurum

bazında ayrıştırılmıştır. Merkez Bankası paradan sıfır atılması sürecinde, Maliye

Bakanlığı’na, Hazine Müsteşarlığı’na, SPK’ya, Bankalar ve Özel Finans

Kurumlarına, Şirketler ve Esnaflara ve ayrıca BDDK, İMKB, BKM, Altın

Borsası, Aracı Kurumları başta olmak üzere diğer kurum ve kuruluşlara düşen

görevler ve yapılacak işler önceden tespit edilip,

tarihler verilerek

belirlenmiştir(Gür, 2004:26).

Bu plan dahilinde, T.C. Merkez Bankası; YTL banknotlarının kağıt ve

mürekkep siparişlerinin verilerek üretime geçmesi, International Standart

Organization (ISO)’dan YTL’nin uluslararası ödeme sisteminde kullanılacak

para birim kodunun tescili ve tüm ülkelere duyurulması, bilgi işlem

programlarının, EFT, Swift ve EMKT sistemlerinin uyumu ve test çalışmaları,

banka şubelerinin işleme, tahsilat ve tediye işlemlerine ilişkin düzenlemenin

yapılması, kapsamlı tanıtım kampanyasının düzenlenmesi, banknot işleme

sistemlerinin uyumu, uygulamalara ilişkin mevzuatta gerekli düzenlemelerin

yapılması, muhasebe sistemleri, bilgisayar programları, banka hesapları, takas

odalarının işleyişi gibi konularda uyumlaştırma ve dönüşüm çalışmalarının

koordinasyonu, Bankalar ile diğer ilgili kurum ve kuruluşların uygulama

programlarının EFT ve EMKT sistemlerinde yapılacak değişikliklere

uyumlaştırılması, İstatistiki verilerin TL ve YTL ayrımlı olarak gruplanması, tüm

TL hesaplarının YTL’ye dönüşümü, hesaplarda ve programlarda Kuruş bazlı

değişikliklerin yapılması ve YTL banknotların dağıtımı ve stoklanması gibi

hazırlıkları yapacaktır.

Maliye Bakanlığı’nın yapacağı işlemler ise, kamu idarelerinin 2004 yılı

harcamalarının bütçelenebilmesi için gereken düzenlemelerin yapılması, ödeme

kaydedici cihazlarda yapılacak değişikliklere ilişkin ilkelerin belirlenmesi, yeni

damga ve harç pullarının bastırılması, eskilerinin geçerliliğine ilişkin

düzenlemelerin yapılması, devlet muhasebesi ve kayıt düzenine ilişkin

düzenlemelerin yapılması, vergi mevzuatının gözden geçirilmesi ve gereken

düzenlemelerin yapılması, olarak belirlenmiştir.

YTL’ye geçiş sürecinde Hazine Müsteşarlığının görev alanına giren yapılacak

işler listesinde ise, yeni madeni paraların üretiminin, tanıtımının yapılması,


Page 16

 

Mehmet ALAGÖZ

54

 

Kamu bankalarının yazılım ve sistem uyumları ve DİBS ihalelerinde birim fiyat

belirlenmesi yer almaktadır.

SPK’ya düşen görevler arasında; sermaye piyasası uygulamalarına ilişkin

mevzuatta gereken düzenlemelerin yapılması ve hisse senetlerinin değerleri

konusunda YTL bazlı uyumların yapılması yer almaktadır.

YTL’ye geçiş sürecinde en önemli görevi yüklenecek Banka ve Finans

kurumları da; bilgisayar programları, ATM, POS terminallerinde, banknot

işleme sistemlerinde, gişe tipi sayım ve tetkik makinelerinde gereken uyumun

yapılması, EFT, Swift ve EMKT sistemlerinde yapılacak değişikliklerin

bankaların kendi sistemlerine yansıtılması ve internet bankacılığı programlarında

dönüşümün yapılması, TL cinsinden tüm hesapların YTL’ye dönüştürülmesi ve

birlikte tedavül döneminde ödemelerin mümkün mertebe YTL ile yapılması

hazırlıklarını yerine getirecektir.

YTL’ye geçiş sürecinde Merkez Bankası, şirket ve esnaflardan yazar kasaların

uyumu, stok takibi, muhasebe, kasa işlemleri, fatura ve makbuz üretimi,

otomatik tartı ve fiyatlama programlarında gerekli değişikliklerin yapılması,

Kasiyerlerin YTL banknotlarının geçerlik kontrolleri konusunda eğitilmesi, fiyat

etiketlerinin TL ve YTL olarak ikili düzenlenmesi ve kıymetli evrakların yeniden

düzenlenmesi konusunda bilgi edinilmesi konularında yardım istemektedir.

Tüm sayılan kurum ve kuruluşlardan istenen değişiklik ve uyumlar için özel

tarihler belirlenmiştir. Bu bakımdan, yeni para birimine geçen veya paradan sıfır

atan ülke deneyimlerinden de oldukça yararlanılarak konunun çok ciddiye aldığı

ve YTL’nin teknik açıdan hiç bir problem yaşanmadan hayata geçirilmesi

konusunda hassas olduğu söylemek yanlış olmayacaktır.

10. Sonuç

1980’li yıllardan buyana ülkemizin karşı karşıya kaldığı yüksek-kronik

enflasyon bir taraftan iç ekonomik dengeleri uçurumun eşiğine getirirken, diğer

taraftan ulusal paranın da tüm fonksiyonlarını kaybetmesine neden olmuştur.

Bundan dolayı ülkemiz, dünya paraları içerisinde en çok sıfırı olan ve satın

alama gücü her yeni banknotla biraz daha azalan bir konuma gelmiştir. Ancak

2001 yılından bu yana uygulanan istikrar programı ile ekonomik dengelerin

yavaş yavaş sağlanması ve enflasyonun kontrol altında tutularak aşamalı bir

şekilde aşağıya düşürülmesi, paradan sıfır atılmasını gündeme getirmiştir. Gerek

istikrar programının sonucu olarak gerekse de Türk Lirasına güvenin ve

fonksiyonlarının tekrar kazandırılması için paradan sıfır atmak kaçınılmaz

olacaktır. Tabi ki paraya olan güven ve fonksiyonların tekrar kazanılmasında

paradan sıfır atmak, tek başına yeterli olmayacaktır. Aynı zamanda merkez

bankasının ve siyasi idarelerin gerekli olan politikaları uygulaması ve uygulamada

olanlardan taviz vermemesi gerekecektir. Aksi takdirde paraya yeni sıfırların

eklenmesi kaçınılmazdır. Dünyadaki uygulamalarına (Brezilya, Arjantin, vb.)

bakıldığında bu daha net bir şekilde görülecektir.

Paradan sıfır atılmasının reel olarak ekonomide bir değişiklik meydana

getirmesi söz konusu olmamakla birlikte psikolojik olarak insanların ulusal

paraya olan güvenlerinin artması beklenmektedir. Çünkü paradan sıfır atma


Page 17

 

Paradan Sıfır Atmanın Gerekçeleri, Sonuçları ve Türk Lirasına İade-i İtibar

55

 

sadece uygulanan istikrar programını destekleyen teknik bir ayrıntı olduğu da

unutulmamalıdır. Başka bir ifade ile paradan sıfır atma operasyonu, siyasal

otoritenin ekonomiye istikrar kazandırma kararlılığın bir göstergesidir.

Kaynaklar

Alagöz, M. (1996), 1980 Sonrası Türkiye-IMF İlişkileri: Bazı İstikrar

Programlarının Türk Ekonomisine Etkisi, S.Ü. SBE Yayınlanmamış Yüksek

Lisans Tezi. Konya.

Berg, A. ve E. Borensztein (2000), “Dolarizasyon Tartışması”, Çev. Hüseyin

ŞEN, Bankacılık Dergisi, Sayı:35.

Bruno M. and fri.(ed.), Inflatıon on Stabilization:The Experience of Israel,

Arjantina, Brazil, Bolivia and Mexico, Massachusetts.

Dinler Z. (2003), İktisada Giriş, 9.Baskı, Ekin Kitabevi Yayınları, Bursa.

Hazine Müsteşarlığı, “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’nda Temel Yapısal

Reform Konuları”, http://www.hazine.gov.tr/genel_degerlendirme.htm,

20.09.2004

Gür, Timur Han (2004), Yeni Türk Lirasina Geçiş, Ankara Sanayi Odası,

ASO Yayınları, Mayıs 2004

IMF (June 2001), International Financial Statistics.

İSO Dergisi (Şubat 2000), Komşunun İmrendiren Yapısal Reformları, Sayı:

407.

 

Küçükkale, Y. (1999), “Kayıtdışı Ekonomi Ve Para İkamesi Türkiye İçin

 

Ampirik Bulgular 1986:5-1995:12”, İktisat, İşletme ve Finans Dergisi, Yıl: 14,

Sayı:163.

Lira, Ekonomi ve Aktüalite Dergisi (Ekim 1995), Merkez BankasıYayınları ,

Sayı:1.

Modiano, M.E. (1988), The Cruzado First Attempt: The Brazilian

Stabilization Program ofFebrubary 1986, Mundell, R. (April 2000), Currency

Areas, Exchange Rates Systems and International Monetary Reform,

http://www.columbia.edu/ram15/cema2000.html, 20.09.2004

Özfidan, H.Y. (2004), Liradan Sıfır Atmanın Tam Zamanı.

http://www.haberx.com/writers.asp?WritingID=2006

Simonsen, H.M. (1988), Price Stabilization and Incomes Policies: Theory

and the Brazilian Case Study,

DİE, http://www.die.gov.tr

Hazine müsteşarlığı, http://www.hazine.gov.tr

Merkez Bankası, http://www.tcmb.gov.tr

 

Yazının  Adresi:  http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/makaleler%5CMehmet%20ALAG%C3%96Z%5C39-56.pdf