Malum, ülkemizdeki vergi adaletsizliğinden
yöneticiler dahil herkes şikayet etmektedir. Genel olarak konuyu ele aldıktan
sonra, bunun nedenlerine ve çözüm yollarına herzamanki kendime özgü bakış
açısıyla yazımın sonunda değinmek istiyorum.
Ülkemizde vergi adaletsizliğinin ve vergi oranlarının yüksek olmasının en büyük
nedeni, kayıtdışı ekonominin kontrol altına alınamamasıdır.
Günümüzde dünyadaki kayıt dışı sektörün büyüklüğü 3 trilyon dolar olarak
tahmin edilmektedir. Gelişmiş ülkelerde ise kayıt dışı ekonomi, GSMH'nin %10-15'i
civarındadır. Türkiye'nin kayıtdışı ekonomide en kötü ülkeler olan Nijerya,
Mısır ve Tunus'un (yüzde 68-76) hemen ardından gelmektedir.
Batı ülkelerinde, kayıt dışı ekonomi denildiğinde daha çok uyuşturucu ve silah
kaçakçılığı gibi yasadışı sektörler akla gelmektedir gelişmekte olan ülkelerde
ise ise bunlar da dahil olmak üzere kayıt dışı ekonomi daha çok eşya ve hizmet
akımlarının belgelendirilememesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Ülkemizde art arda yaşanan ekonomik krizler kayıt dışı faaliyetlerin artmasına
zemin hazırlamıştır. Ekonomik kriz dönemlerinde, işsiz kitleler kayıtlı ekonomide
bulamadıkları istihdam imkanlarını kayıt dışı faaliyetlerde aramaktadırlar.
İşletmeler de krizin olumsuz etkilerini azaltmak için üretimlerini kayıt dışı
faaliyetlere yönelterek istihdam ve üretim maliyetlerini düşürmeye
çalışmışlardır.
Özellikle sanayi sektöründe, teknolojik gelişmelerden dolayı emeğe dayalı üretim
yerini makinaya dayalı üretime bırakmıştır. Bu durum niteliksiz iş gücünün
işsiz kalmasına neden olmuştur. İşsiz kalan bu işgücü de geçim kaygısıyla
kayıt dışı faaliyetlere yönelmiştir.
Yer altı ekonomisi, illegal ekonomi, kara ekonomi, resmi olmayan ekonomi, gizli ekonomi,
düzensiz ekonomi, marjinal ekonomi, kayıp ekonomi, karaborsa ekonomisi, gözlenemeyen
ekonomi, nakit ekonomisi, paralel ekonomi, enformel ekonomi, vergi dışı ekonomi ve
benzer anlamlara gelen kayıt dışı ekonomi kavramı; bilinen istatistiki yöntemlere
göre tahmin edilemeyen ve gayri safi milli hasıla hesaplarını elde etmede
kullanılamayan gelir yaratıcı ekonomik faaliyetlerin tümüdür.
Kayıt dışı ekonomi, kamunun denetimi dışındaki ekonomik faaliyetler olarak da
tanımlanabilir. Batı ülkelerinde, kayıt dışı ekonomi denildiğinde daha çok
uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi yasadışı sektörler akla gelmektedir
gelişmekte olan ülkelerde ise bunlar da dahil olmak üzere kayıt dışı ekonomi daha
çok eşya ve hizmet akımlarının belgelendirilememesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Bireylerin veya işletmelerin ekonomik faaliyet ve işlemlerini kamunun denetimi
dışında tutmasının en önemli nedeni ise vergi kaçırma arzusudur.
Ülkemizde, özellikle kayıtlı işletmelere getirilen her yeni yükümlülük,
kayıtdışı ekonominin gelişmesine neden olmaktadır.
Kayıt dışı ekonomiyi genel olarak mali, siyasal, ekonomik ve coğrafik nedenler olmak
üzere 4 Başlık altında toplayabiliriz.
- Mali Nedenler: Vergi oranlarının yüksekliği, vergilendirme ortamının
belirsizliği, muhasebe ve müşavirlik hizmetlerinin yetersizliği, vergi idaresi ve
denetiminden kaynaklanan nedenler başlıkları altında toplayabiliriz.
- Siyasal Nedenler: Mükelleflerin kayıp ve kaçaklar konusunda davranışlarını
etkileyen en önemli nedenlerden biride siyasilerin şimdiye kadar uygulamış oldukları
popülist politikalardır. Ülkemizde siyasal iktidarlar, şimdiye kadar genellikle baskı
gruplarının istekleri doğrultusunda kararlar alarak oy uğruna vergilendirmeden
vazgeçebilmekte ve vergi yükünü belirli kesimlere yükleyebilmişlerdir. Ayrıca,
istikrarlı bir vergi politikasının uygulanmaması ve sık tekrarlanan vergi afları da
siyasi nedenler arasında yer almaktadır.
- Ekonomik Nedenler: Kayıtdışı ekonominin yoğun bir şekilde yaşadığı
ülkelerde en önemli ekonomik sorunlardan biriside enflasyondur.
- Coğrafik Nedenler (Hasan Yaşar Özfidan.): Benim ileri sürdüğüm bana göre
kayıtdışı ekonominin en önemli nedenlerinden biri de ülkemizin içinde bulunduğu
coğrafi konumudur. Tarihi ipekyolunu barındıran ülkemizin, Asya ile Avrupa arasında
önemli bir köprü durumunda olması nedeniyle kaçakçılığın önemli boyutlarda
olması ve bir türlü önlenememesidir. Ülkemizdeki kayıtdışı ekonominin en
önemli kalemini yasadışı yollardan ve kaçakçılık yoluyla elde edilen gelirler
oluşturmaktadır. Bence, ülkemizde kayıtdışı ekonominin ve rüşvetin büyük
boyutlarda olmasının en önemli nedeni budur.
Kayıtdışı Ekonominin büyük boyutlara ulaştığı ülkelere bakacak olursak:
Kayıtdışı ekonominin GSYİH'a oranı %
| Ülkeler |
% |
Ülkeler |
% |
Ülkeler |
% |
| Nijerya |
76 |
Yunanistan |
27 |
Fransa |
15 |
| Tayland |
70 |
Macaristan |
26 |
Almanya |
14 |
| Mısır |
68 |
İtalya |
24 |
Avustralya |
13 |
| Filipinler |
50 |
İspanya |
22 |
Hollanda |
12 |
| Meksika |
49 |
Belçika |
21 |
İngiltere |
11 |
| Türkiye |
45 |
Arjantin |
20 |
Hong Kong |
11 |
| Rusya |
40 |
İsveç |
19 |
Avusturya |
10 |
| Malezya |
39 |
Danimarka |
19 |
ABD |
9 |
| G.Kore |
38 |
Kanada |
15 |
Japonya |
8 |
| Brezilya |
29 |
Çek Cum. |
15 |
İsviçre |
8 |
Kaynak: The Economist, Türkiye için DİE.
Kayıtdışı Ekonominin Resmi GSMH'ya Oranı (Yüzde)
Gelişmiş Ülkeler Ortalaması. : 15
Gelişmekte Olan Ülkeler Ortalaması. : 30
Türkiye. : 66
Kaynak: Devlet Planlama Teşkilatı, Temel Ekonomik Göstergeler, Ekim 2000, s.82;
Devlet İstatistik Enstitüsü, Aylık İstatistik Bülteni, Mayıs 1998, s.494; Devlet
İstatistik Enstitüsü, Türkiye Ekonomisi İstatistik ve Yorumlar, Şubat-Mart 2000, ss.
249-253; Devlet İstatistik Enstitüsü, Türkiye Ekonomisi İstatistik ve Yorumlar,
Ekim-Aralık 2002, ss. 254-257.
Vergileri inceleyecek olursak;
Ülkemizde vergiler, dolaylı vergi ve dolaysız vergi olarak genel bir şekilde ikiye
ayrılır. Dolaylı vergi, kişilerin devletten bir hizmet almaları veya bir malı
satın almaları sonucunda meydana gelir. Bunlara örnek olarak KDV, tekel ve
benzinden alınan akaryakıt tüketim vergisini gösterebiliriz. Dolaysız vergi ise,
ticaret ile uğraşanların kazandıklarından veya bir iş yerinde ücretli olarak
çalışan memur ve işçilerin ücret ve maaşlarından kesilen vergidir.
Bir ülkede, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı incelenirken, dolaylı ve
dolaysız vergilerin, toplanan vergiler içindeki payının karşılaştırılması, çok
sık kullanılan bir yöntem. Nedenine gelince, dolaysız vergiler (gelir vergisi,
kurumlar vergisi, taşıt vergisi), vergi adaletini sağlamada daha etkili. Çünkü
dolaysız vergilerde; en az geçim indirimi, artan oranlı vergi tarifeleri, indirim,
istisna ve muafiyet gibi uygulamalarla, vergi ödeme gücü arasında ilişki
kurulabiliyor. Dolaylı vergilerde ise; KDV, ÖTV gibi bu vergilerin uygulandığı mal ve
hizmetlerin, düşük gelirlilerin bütçesindeki payı, yüksek gelirlilere göre daha
fazla. Vergi yükü, asıl olarak düşük ve sabit gelirlilerin üzerinde kalıyor.
'Bir ülkede, dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı, dolaysız
vergilerden yüksekse, o ülkede vergi adaletinin varlığından söz edilemez.'
şeklindeki yaygın görüşe göre Türkiye'de vergi adaletinden, her geçen yıl biraz
daha uzaklaşılıyor... Bu durum ise, Anayasanın 73 cü Maddesine göre "Herkes,
kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlü."
Maddesine aykırı düşmektedir. Aynı zamanda "Vergi yükünün adaletli ve dengeli
dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır." İlkesine de aykırı
düşmektedir.
Dolaysız vergiler açısından bakılığında;
Türkiye, gelir, kurumlar ve servet vergileri ile KDV ve sosyal güvenlik primi
oranlarının toplamından oluşturulan vergi oranları endeksinde dünya ülkeleri
arasında 19'uncu sırada yer aldı. Türkiye, 124.5 endeks değeriyle ABD, İsviçre,
İngiltere, Almanya, Kanada, İrlanda, Avusturalya ve Danimarka gibi ülkeleri geride
bırakıyor.
Uluslar arası Finans istatistikleri verileri, OECD ve uluslar arası enerji ajansı
verilerine göre hazırlanan rapora göre Türkiye istihdam üzerindeki vergilerde
seçilmiş 26 ülke arasında %42.1 oranında vergi ile ilk sırada yer alıyor.
Türkiye'yi %41.3 ile Polonya, %40 ile Fransa. %39.5 ile İsveç, %39 ile Belçika, %35.5
ile İtalya, %34.3 ile Yunanistan izliyor. En az oran ise, %13.6 ile Güney Kore'de. Bu
ülkeyi %15.5 ile Amerika, %15.6 ile Meksika ve %17.8 ile İsviçre takip ediyor.
Gelir vergisi oranlarında da Türkiye başı çekiyor. %45 Gelir Vergisi uygulanan
Türkiye'yi %38.3 ile Danimarka, %31 ile İsveç, %30 ile Güney Kore izliyor. En az gelir
vergisi oranına sahip ülke ise %12 ile Rusya. Bu ülkeyi %15 Gelir Vergisi oranıyla
Çin, Almanya, Yunanistan ve Hollanda izliyor.
Kurumlar Vergisi oranlarında Türkiye %33 ile Belçika %40.2, İspanya %35,Hollanda %35
ve Yunanistan'ın %35 arkasından beşinci sırada geliyor. En düşün kurumlar vergisi
oranı ise %16 ile Rusya'da. Rusya'dan sonra %20 ile İngiltere, %25 ile ABD, Almanya,
İsviçre ve Tayvan sıralanıyor.
Ülkemizde son 15 Yılda vergi yükü iki kattan fazla artmıştır. Türkiye, OECD'nin en
yoksul ülkesidir. Buna karşılık, vergi yükü ABD ve Japonya gibi en zengin ülkelerin
üzerindedir.
Türkiye'de Dolaylı ve Dolaysız vergilerin Yıllara göre dağılımı ise şöyle:
| Yıllar. |
Dolaylı Vergiler. |
Dolaysız Vergiler |
| 1980. |
37. |
63. |
| 1990. |
48. |
52. |
| 1999. |
55. |
45. |
| 2000. |
60. |
40. |
| 2002. |
66. |
31. |
| 2003. |
67. |
33. |
| 2004. (Tah.) |
71. |
29. |
| 2005. (Tah.) |
73. |
27. |
|